Menu
SUSKUNLUK
Öykü • SUSKUNLUK

SUSKUNLUK

Kapıyı iki kere kilitleyip yola çıktılar. Durak yakındı, kalkmak üzere olan belediye otobüsüne bindiler.

Orta kapı hizasında iki boş koltuk bulup oturdular. Nine de torun da huzursuzdu. Kaynağını bulamadıkları bir eksiklik duygusuyla mücadele ediyordu ikisi de.

“Herşey tamam mı oğlum?” dedi nine, sesi titreyerek.

İkametgâh ilmuhaberi, nüfus cüzdan sureti, dilekçeler, yaşlılık belgesi, fotoğraflar, fakirlik ilmuhaberi, torunun okumuşluğu, ninenin kederli yüzü…

Herşey tamamdı. Otobüs hareket etti.

Nine yine de rahatlayamamıştı. Birkaç durak sonra dayanamayıp ayağa kalktı. Koltuk demirlerine tutunarak şoförün yanına gitti. Nineyi anası bilen yetim çocuk da taylar gibi arkasından…

-Evladım, Kızılay otobüsü değil mi?

-Nereye gidecen teyze?

-Adliyeye.

-Gider gider, tam önünden geçer.

-Allah razı olsun.

Geri döndüler. Yerlerine, az önceki duraktan binen iki kadın oturmuştu: Ellili yaşlarda, aşırı makyajlı, röfleli altın günü kadınları...

Nine durakladı, yavrusu da.

Burda biz oturuyorduk.

Sesi zar zor duyuluyordu. Kadınlar yan gözle sesin geldiği yana baktılar.

Ne?

Bizim yerimizdi.

Kadınlardan cam kenarında oturanı tahammülsüzce süzdü her ikisini de:

Kalkmasaydın canım, tapulu malın mı? Büyükşehir burası, yerine sahip çıkacaksın. Hayret bişey ya…

Nine sesini çıkaramadı; bacakları titriyordu, torununsa dudakları.

Öteki kadın, cam kenarında oturanı sakinleştirmeye çalışıyordu güya:

Tamam şekerim tamam. Boşver. Her bohçasını toplayan soluğu şehirde alırsa böyle olur işte. Köyden indim şehire.

Eğitim şart şekerim, eğitim…

Kadınlar kendi aralarında konuşmaya devam ettiler. Nine, duymazdan geldi. Eksiklik duygusunun kaynağını bulmuştu sonunda. Kirpiklerinde biriken yaşları torununa sezdirmeden sildi yemenisinin ucuyla. Torun, kadınları dinliyordu. Etrafına bakındı hayretle. Böyle öğretmemişlerdi okulda. Doğru değildi yaptıkları. Ninesinin bacaklarına yaklaştı yeni doğmuş taylar gibi. Düşündüklerini söylemeye cesaret edemedi.

Sustu; o an, kalan ömrü boyunca zihninde tekrar tekrar bu sahneyi yaşayacağını, her defasında kadınlara vermesi gereken cevapları hayal etmek zorunda kalacağını bilmiyordu.

Sustu...

(25 Kasım 2010 – İstanbul)

Diğer Yazıları