Menu
ELLERİN[D]E DÜŞ[T)ÜM
Öykü • ELLERİN[D]E DÜŞ[T)ÜM

ELLERİN[D]E DÜŞ[T)ÜM

Gözler, körledi beni.
Ellerim hep sıcak, tuzlu ve derin.
Sanki deniz...

Öğle sonrası...
Uçurtmalar mevsimi.
Kaldırımda yürüyorum. İnsanlar yanımdan tek tük geçiyor, yüzlerine bakmıyorum insanların; çünkü gözlerinden korkuyorum...
Tek şey var gördüğüm, akreple yelkovan arasında esir kalan bir zaman aralığında bir yerlere yetişmeye çalışan, kime ait olduğunu bilmediğim hızla atılan adımlar.

Sıkıntı, sıcak ve susuzluk. Bir büfenin önünde duruyorum. Bana uzatılan su şişesini satın almak için elimi cebime atıyorum. kendime Kızıyorum param yok. Oysa yanımda yeteri kadar para taşıyordum; ama yine aynı şeyi yaptım. Acıdım ayak tozlarının, haziran güneşinin altında, kaldırım kenarında satışa sunulan kitaplara ve dayanamadım. Birini aldım. Kitabı alırken biliyordum. Birazdan susayacak, bir büfenin önünde su almak için duracak ve elimi cebimi attığımda susuz kalacaktım. son anda yetiştiğim bir belediye otobüsünde dudaklarım kuruyacaktı, terleyecektim, boş olan koltuklar olduğu halde oturmayacaktım canım sıkılacaktı ve susuzluğumu gidermek için aldığım kitabı okuyacaktım.
Buna rağmen kitaplardan birini aldım.
Bir kitap yeter miydi her şeye?

Neden?
Neden korkuyorum ki ben? Kararlıyım. Kaldırım taşlarından ayrılmayacak gözlerim; başımı uçurtmalar mevsiminde gökyüzüne kaldırmadıkça. içim bulanmayacak

İki kişi ve tedirgince atılan adımlar, bu adımlara kılavuz olan iki değnek var gözlerime çalan. Biri ayağıma çarpıyor. etrafımda Ters giden şeyler var ve ben hayatıma bulaşacak diye korkuyorum. Hayır! Yüzlere bakamam. Binlerce göz var bu kaldırımlarda ve ben sadece birine yakalansam yeter.
Dayanamıyorum.
Olamaz! Oldu bile diyor içimdeki.
İkisi de görmüyor... Birden kılavuz değnekleri bırakıyorlar.
Korkma yanımdayım dercesine el ele tutuşuyorlar. Kalplerini, sevgilerini, korkularını, kızmalarını, ağlamalarını, gülmelerini sıkıca tutuyorlar birlikte. Kim bilir nasıl da kokuyordur elleri.
Sıcak tuzlu ve derin.
Deniz gibi...
ellerindeki kılavuz değneklerle Şimdiye dek hep ışığı uyandırmış olmalılar. Evet... Böyle olmalı bu... Elleri göz, gözleri el bu insanların... Şimdi biri kolumdan tutacak ve...
Dayanamadım. Ellerine bıraktım gözlerimi. Ve artık ben de onlar gibi gözler çalıyorum. Gözleri çalıp ellerimde ağlatıyorum...
Ellerim hep sıcak,
tuzlu ve derin.
Sanki deniz...

Ellerimi tutsa biri kurtarsa gözlerimi...

***
Biri düşten uyanınca; başka biri mutlaka güzel bir düşe yatırır gözlerini... parçalı bulutludur düşler ve şansın varsa bir düş perisi gelir; düş parçaları bırakır ve sen birleştirmeye çalışırsın onlar; hâlâ uyuyorlar... hâlâ...

Diğer Yazıları