Menu
Ömer Lekesiz’in öykü üzerine yazdığı son eleştiriler “Kurmacanın Diyeti” adıyla Şule Yayınlarında çıktı!
Haberler • Ömer Lekesiz’in öykü üzerine yazdığı son eleştiriler “Kurmacanın Diyeti” adıyla Şule Yayınlarında çıktı!

Ömer Lekesiz’in öykü üzerine yazdığı son eleştiriler “Kurmacanın Diyeti” adıyla Şule Yayınlarında çıktı!

Ömer Lekesiz’in öykü üzerine yazdığı son eleştiriler “Kurmacanın Diyeti” adıyla kitaplaştı (Şule Yayınları, İstanbul 2023).

Değerli yazar Hüseyin Akın, “Eleştirinin Sahih Niyeti ve Kurmacanın Diyeti” başlıklı köşe yazısında (Millî Gazete, 26 Ekim 2023) kitap hakkında şunları yazdı:  

“Yazın dünyamızda öteden beri eleştiriye talip olan yazar sayısı hep sınırlı kalmıştır. Bir tür düşman kazanma sanatı gibi görülmüştür eleştiri. Nurullah Ataç’ın en kestirme tanımıyla ifade edecek olursak; “Eleştiri, yaratıcı hoşnutsuzluktur.” Sadece beğenilip altı çizilen noktaların derlenip toparlanmasından ibaret değil, aynı zamanda okuyanda edebi hoşnutsuzluk oluşturup üstü çizilen metinler de eleştirinin kapsam alanındadır.

Bugün eleştiri adıyla yazılan yazıların önemli bir kısmı belirleme ve güzelleme karışımı metinlerden oluşurken diğer bir kısmı da karalama, tahkir ve tezyif salvoları altında tarafsızlığı şüphe götüren özellikte metinlerdir. Okuduğu metne ön kabulle yaklaşan, okuyup geçen, okuma zahmetine katlanmayan gibi daha birçok dolaylı eleştiri biçimi mevcut. Eleştiri bir şeyin, bir kişinin varlığını dikkate almak, hesaba katmaktır. Bir de ömrünü neredeyse yakın ve uzak dönem edebiyat -özellikle öykü- eleştirisine ayırmış Ömer Lekesiz gibi yazarlarımız var. Hermenötik ile eleştiriyi birbirinin sahasını işgal etmeden gayet uyumlu biçimde kullanabilme ustalığı gösteren Lekesiz’in gazetede köşesinde yazdığı yazılar da bundan nasibini almıştır. Onun sosyal ve siyasi mevzularda yazdığı yazıların özünde bu paylayıcı karakter olmakla birlikte edebi eleştiri yazılarında onarıcı ve olumsuza değinip olumluyu sergileyici karakter daha baskındır.

Lekesiz’in geçtiğimiz günlerde okuyucusuyla buluşan ve günümüz edebiyatı üzerine yaptığı eleştirileri kapsayan “Kurmacanın Diyeti” kitabını da bu nazarla okumak gerektiği kanaatindeyim. Hiç şüphesiz okuyucunun nazarına ipotek koymak gibi ne bir niyetimiz ne de buna hakkımız vardır. Bu meyanda, eleştirinin objektif kriterlere dayanmasına karşın eleştiren kişinin yanı sıra eleştiriye muhatap olanın subjektif nazarlarına dayandığını da gözden ırak tutmamak gerekir. İyisi mi “Kurmacanın Diyeti” kitabına doğru uzanalım.

“Eserin İzi” kitabın ilk metni. Yazar detaylı etimolojik irdelemelerle “eser” kelimesinin karnında -kalbinde- sakladığı anlamların ve de yan anlamların ortasından geçerek okuyucusunu yazar-edebiyat ve eser arasındaki şu kuşatıcı cümle ile buluşturuyor: “…esere verilebilecek anlam, yazara yüklenecek rol (işlev), eser olarak edebiyat kitabına nispet edilebilecek değerle kayıtlıdır.”

Yazmanın öncesi, sonrası ve bitimi üzerine örneklemelerle yapılan felsefi çıkarımlar, yazarın giriştiği şeyin bir tür dili ele geçirme operasyonu olduğunu ortaya koyuyor. Ömer Lekesiz’in eleştiri metinlerinde kavramlar kadar anlamlar (mânâ) üzerine de derinlemesine arkeolojik çalışmalar dikkat çekiyor. Hüseyin Su’nun beşinci öykü kitabı “Kırklar Cemi” Kırk’ın ne’liği ve Kırklar’ın kim’liği ile cem’in niteliği arasındaki mukarenet arayışı bunun özgün örneklerinden biridir. Aynı yaklaşımı yine Hüseyin Su’nun “Kırık Sızı” kitabına dair yazılmış olan metinde de görmek mümkün.

Ömer Lekesiz eleştirileri karakterini göstermesi açısından Emin Gürdamur’un “Herkesten Sonra Gelen” ikinci öykü kitabına dair yazılan eleştiri metninin giriş paragrafını buraya almak isterim:

“…Herkesten Sonra Gelen adlı ikinci kitabındaki öyküleri nedeniyle “öyküde geniş bir nefes, yeni bir ses” olarak peşinen selamlayacağım ama bu selamlamamın, yerli eleştirinin sığ ve şımarık; kibirli ve tezkiyeci dilinde yerleşik olan “başarılı öyküler” klişesinden, “Yeni Bir Sait Faik” pohpohlamasından, “zarımı atıyorum” böbürlenmesinden küçük de olsa bir pay taşımayacağını da biliyorum.” Lekesiz, eleştirilerinde klişe yergi ifadeleri gibi klişe övgü ve beğeni ifadelerini kullanmak gibi bir ucuzluğa tenezzül etmiyor.

Ömer Lekesiz’in “Kurmaca’nın Diyeti” kitabında Hâle Sert’ten Kadir Daniş’e, Güzide Ertürk’ten Yasemin Yıldız’a, Hatice Ebrar Akbulut’tan Mehmet Babalıoğlu’na, Esra Özde’den Ayşegül Genç’e kadar çağdaş öykümüzün daha birçok ismi, eser, yazar ve edebiyat bağlamında yer alıyor. Teşvikten ziyade teklif vurgusu taşıyan eleştirilerin en önemli yanı “Görmezden Gelme Kültürü”nü geldiği yere geri göndermesidir.

Sevgili okur, eleştirilmekten korkma, eleştirmekten de. Eleştirinin de bir eleştirisi olduğunu okuyarak görmek için bu kitabı okumanı tavsiye ederim:

Kurmacanın Diyeti-Ömer Lekesiz-Şule Yayınları”