Menu
ateşten kelimelerin izinde...
Haberler • ateşten kelimelerin izinde...

ateşten kelimelerin izinde...



Arthur Rimbaud, “Ozan, ateş hırsızıdır” der. Hulki Aktunç da “Yangın kavmindeniz ne giysek alev” dizesiyle durumu bir güzel özetlemiştir.

Evet, şiir bir tutuşma halidir. Şair aşkın, yani yangının ortasında kalmıştır. Yazıcının nidası ya da sükutu ateşten kelimelerle ete kemiğe bürünür. Kimi zaman bu, ucu yanık bir mektup olur, kimi zaman lirik bir şiir. Kalbe dokunur bu sözler, öyle bir dize karşınıza çıkar ki oturduğunuz yerden kalkamazsınız; kendinizi sokaklara vurup saatlerce yürümek istediğiniz de olur…

Ömer Lekesiz ise Ateşten Kelimeler kitabında farklı bir yol izliyor. Seçtiği sekiz şiirin coğrafyasında uzun ve zahmetli bir yolculuğa çıkıyor. Harflerin, kelimelerin peşine düşüp şiiri şerhetmeye girişiyor. Okuru şiirin kalbine götürüyor. Sadece şiirin kalbi dersek eksik söylemiş oluruz. Okur aynı zamanda Ömer Lekesiz'in de kendi kalbine doğru çıktığı seyahata şahitlik ediyor. Bu şahitlikte okurun hissesine geniş bir coğrafya ve kültürden seçilmiş imgelerle birlikte çok iyi metinler okumanın hazzı düşüyor.

Kalbi uyaran yazılar

Ömer Lekesiz ömrünün yarıdan çoğunu edebiyata, özelde öyküye ayırmış bir eleştirmen. Birçok edebiyat ve öykü dergisinin kuruluşunda yer almış. Halen Yenişafak Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapıyor.

Ateşten Kelimeler adı daha çok öyküyle ve eleştirmen kimliğiyle anılan bir isim olan Lekesiz'in eserleri içinde üslubu ve dili ile ayrı bir yerde duruyor. Bir coşkunun, bir sayıklamanın eşlik ettiği bu metinleri “kalbi uyaran yazılar” olarak da okuyabiliriz. Çünkü yazar, şiirin duygu seline kapılmaktan kendini alıkoymuyor. Bu akışın hikayesini bir ‘rüya dili'yle kaleme alıyor.

Kalemini şiir için yontan Ömer Lekesiz kitaptaki metinleri “şiir çözümleme yazıları değil, sekiz şiirde yer alan kimi imgelerden hareketle üretilmiş sekiz öznel şerh” olarak adlandırıyor. Kitapta şerh edilen şiirler şunlar: Ağlasak (Celal Sılay), Her Akşamki Yolumda (Ziya Osman Saba), İbrahim (Asaf Halet Çelebi),

Bir Gün İcadiye'de (Ahme Hamdi Tanpınar), Rüzgar (Sezai Karakoç), Yağmurlu (Gülten Akın), Nişanlı Koltuğu (Hüseyin Atlansoy), Karagözlü Eldiven (Laedri).

Ömer Lekesiz kitaptaki metinlerdeki edebi niyetini “taklidi bir dille de olsa şerh dilinin arkeolojisine yönelmek” olarak açıklıyor. Yazar bir bakıma eski edebiyatımızdaki şerh geleneğini bugüne taşıyor. Kitaptaki metinlerde okur tasavvufla da, mitolojiyle de, felsefeyle de karşılaşıyor. Bir şiiri şerhederken tıpkı şerh geleneğimizde olduğu gibi kimi zaman yine şiire başvuruyor. Sayfalarda Kerküklü Nev-rûzî, Şeyh Galib, Nâbî, Fuzulî gibi şairlerin eserlerini okuyoruz.

Lekesiz'in Sezai Karakoç'un “Rüzgar” şiirindeki “Bir rüzgar yüzünden bulutlar yarım” dizesini şerhederken kurduğu cümleler şöyle: “Her şey rüzgardan, rüzgar için ve rüzgarla olacaktır. Rüzgar yüzünden bulutların yarım kalması, her şeyin yarım kalacağına bir işaret tün yarım kalışlardan b ir kinayedir. Yarım hayat, yarım gençlik, yarım erkek, yarım kadın, yarım umut, yarım sevin, yarım vuslat…Başlıyor gibiyken biten, bitiyor gibiyken süren, sürüyor gibiyken duran her şey… Rüzgar olan rüzgar gibi olandır sonuçta; varken yok, yokken var”

Ateşten Kelimeler, aynı zamanda bir aforizmalar kitabı olarak da okunabilir. Yazar; ağlamak, akşam, uyku, mağara, put, gönül, kelime, rüzgâr, uzak, el, eldiven, siyah, beyaz gibi kelimeler üzerinden altı çizilecek cümleler kurmuş. Kısacası Ateşten Kelimeler, edebiyat okuruna okuma hazzı vaat ediyor.

(KİTAP ZAMANI, 04 OCAK 2010)