Menu
SUSMAK DA ÖLMEKTİR
Deneme/İnceleme/Eleştiri • SUSMAK DA ÖLMEKTİR

SUSMAK DA ÖLMEKTİR

Bir sabah acıya uyandı çocuklar. Bir sabah anneler çocuklarını ya da çocuklar annelerini kaybettiler. Kimse yoktu yanlarında, kimseleri yoktu uzaklarda. Oyuncakları kırıldı, yandı. Evlerinin önüne kadar her tarafı demirden oyuncaklar geldi. Oyuncağı getiren adam hiç gülmüyordu.

Bir sabah yıkıldı umutlar. Bir taraftan geçmişi, diğer taraftan geleceği düşünen gözler önce doldu, sonra boşaldı. Yangına düştü gözyaşı. Yürekler yandı. Umutları vardı herkesin. Ses umudu yıkar mı? Yıkıldı tüm umutlar bomba sesleriyle.

Adını söylemek istemiyorum, adına layık olmadığımdan gidenlerin. Kalanların yaralarını saramıyorum. Adına yakıştırılan sıfatları sürekli söylemek istemiyorum. Söylendikçe yerleşiyor, yerleştikçe yakınlaşıyor. Yabancılığı hissedilmeyen şeyler ayırt edilemiyor.

Herkese iyilik anlattılar, kendileri kötülük yaptılar. Herkese insan haklarından bahsettiler, tüm insanların hakkını yediler. Kendimizi savunuyoruz dediler, savunmasız insanları katlettiler. İnsan hayatını tehlikeye atan her şeye karşı durdular, insanların hayatını bitirirken hiç düşünmediler. İnsanların acılarından zevk aldılar. Acıları seyrettiler. Her şeyin seyirlik bir oyun olduğunu düşündüler; ama oynayanların yeni oyunları hiç olmadı.

Bir sabah çocuklar, gençler, yaşlılar, insanlar, insanlık öldü. Öldürenler ve öldürenleri seyredenler de öldü. Sonra ölümün gerçek sahipleri yalancılara, ikiyüzlülere, hilekârlara, gösteriş meraklılarına, hitabet ustalarına, toplayanlara ve toplananlara acıyarak baktılar. Yapılması gerekenle yapılanlar arasındaki farkı iyi biliyorlardı.

Sustuk, sustular, susturdular. Susmak da ölmektir.