Menu
KOŞUK
Deneme/İnceleme/Eleştiri • KOŞUK

KOŞUK

HAYAT VE ANILAR / TELEVİZYON VE SİDİK

Çocukken, gücükgen, gücücükgen, cücükgen, dedemin odasında her Cuma akşamı türk filmi seyrederdik. Film ne zaman başlayacak deyû iple, halatla, urganla çekerdik; çekerdik, çook, çok acı. Ve tanırdık böyle böyle hayatı…

Filmin ortasında bi defa – sadece bi defa –  reklâm (et non pas publicité!) arası verilirdi; ve biz bu arada sıkışan mesanemizi sıkıştıkça boşaltmak için hayattan (salona öyle derdik; artık apartmanda yaşıyor ve oraya salon diyoruz!) geçerek karış karış yarış yarış edercesine tuvaletin önüne, helaya doğru, doğru oraya, dosdoğru koşardık. Başı çeken ilk giderdi; diğerleri sırasını beklerdi. Çocuklar hızlı koşduğundan, çabuk coşduğundan reklâmların sonuna / filmin başına ilk onlar yani biz yetişir, kendi kendimize yeterdik, olmadı altımıza ederdik. Mesanemiz rahat, filmin her hâresine, pardonnez-moi kâresine vâkıf çuf çuf devam ederdik, dik dik dik…

Film bittiğinde kafamız çakır-keyf yatağa yollanır rüyalara dalardık, çıkıp hülyalardan, cıvık, vıcık vıck hülyalardan, dan dan dan…

Sidik sesi bize

Şır şır bi dere

Olarak dönerdi

Rüyalarımızda

O günden beri

İnanmadım

Sidikbilime

Bilmem neyime

Üroflovometriymiş peh!