Ölümü artık kotaramaz hiçbir metafor ya da mecaz
Artık her mevsim kuşluklarda kan
Artık hiçbir mevsimde cıvıltılı bir tan ağarmaz
Eskiden beri kurulurdum yahudilere
Eskiden kurulurdu panayırlar mecenne ya da ukaz
Şimdi hala kuruluyorum yahudilere
Şimdi petrol kokuları arasında bizi mamur kılacak Hicaz
Yine de aynıdır tüm Müslüman şehirlerde
Kuş uçuşu yakarış, şairlerin dilinde recez, çocukların avcunda taş
Filistin’de anneler geceleri
Ya göğü yoklar, alemin sınırında, parlak yıldızların arkasından
Ya da saçılan unları toplar, talan edilmiş odalarda, kırık camların arasından
Filistinli anneler gündüzleri
Ya bekler ya da bekler
Ey Ruhu’l-Kuds ey Cebrail ey Vahibu’s-Süver
Bir kez öğrendik Allah Rasulü’nden alt edilen bir şeydir dünya
Şimdi bize O’na layık olacağımız bir güç ver
Rüzgâr pek mahirdir, geçer dikenli tellerin arasından
Betondan duvarların tepesinden, silahların namlusundan
Çağırır peşinden gösterir göğü
Bombalanan, yıkılan, yok sayılan evlerin avlusundan
Ve bir oyunu tüm ciddiyetiyle oynamaya alışan çocuklarda
Böyle başlar berrak bir başkaldırı tertemiz bir intifada
Sahip oldukları rüzgâr, nefes, ruh ve bir uçurtma
Her zaman yahudileri çıldırtır berrak bir başkaldırı tertemiz intifada
Demir kubbeyi delebilir rüzgâr, nefes, ruh ve bir uçurtma
Orada pis bir zulüm burada berrak bir başkaldırı tertemiz bir intifada
Şimdi bu bir oyun mu yoksa savaş mı? Nefes, ruh, uçurtma
Ölüme alışkın bir ölümsüzlük gibiydi hafızamızda bilenen öfkemiz
Bu yüzden günümüz Deyr Yasin’dir gecemiz Sabra ve Şatilla
Yine neşideler söylenecek Necef’te yine seyredilecek Hayfa’dan deniz
Bu ümitle sürülecek yer yüzünden İsrail ve tüm alçaklarıyla Amerika
Çünkü kuşatma altındaki şehirlerde doğan yetimlerin yüzleri gülmedi henüz
Çünkü iyi bilinen lanetlere bulanmıştır hayasız bir işgal ve aleni entrika
Bombalamaz insan olan bir babayı, insan olan küçük bir kızı bombalamaz
İnsan olan bir babayı kızıyla birlikte asla bombalayamaz
Bundandır artık ölümü kotaramaz hiçbir metafor ya da mecaz
Bundan böyle Allah’ın arzında ne sizden yana bir kelime
Ne ölümü düşünmediğiniz bir gece ne de şöhretli bir imtiyaz
Çünkü boynunuza ilmeği geçirecek olan gençlerin boynunda kefiye
Göğüslerinde nehirden denize bir özgürlük, dillerinde mucizeden sözcükler
Şimdi kalanı dünyanın hak uğrunda dönünceye kadar deliye
Kısılmayacak sesimiz ve her köşede korkudan titreyecek katiller
1997 Çanakkale Biga doğumlu. Lisansı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okudu. Yüksek lisansını 29 Mayıs Üniversitesi İslam Felsefesi alanında tamamladı. Şu an Marmara Üniversitesi'nde İslam Felsefesi alanında doktorasına devam etmekte. Şiirleri ve düz yazıları Dergâh, Ruhsatsız, Olağan Şiir, Aşkar, Reyhan, Parantez gibi dergilerde yayınladı.