u yapıp uğunmak için şehrin
en sivri yerini sapladım
aynada görünmeyen yerime
böylece onu cellat yaptım
aynı anda aynı yerde
sahilin jilet keskinliği düzünü havasını
düştü düşülecek kıyısını
ayaklarım tökezledi, yine de yürüdüm
ve ezdi kendini kalbim
jilet serinliği acımasız, kıl kıl döküldüm.
aynı anda aynı yerde
Allah var, biliyorum ama uzakta çok
yani sesimizde nefesimizde...
işte o an pişmanlık aynendi.
alışmamış değildim aslında
geçmişin kıyısında yürüyordum,
dışardan içime doğru salınan dalgaydı zaman.
aynı anda aynı yerde
sana uzanmış kılıçtı ellerim
uzandıkça bumerang olan
dilim dilim kıyılandı yüzüm yüzüldü
pişmanlık ses ve nefes kadar yakındı
işte o an Allah var, ama çok uzaktı.
yine aynı yerde yine aynı anda
beynimiz az göğsümüz çoktu
yani biz, sevdamızı lanete soktuk.