Menu
KENT VE ÇOCUK
Şiir • KENT VE ÇOCUK

KENT VE ÇOCUK

Kente döndüğünde çocuk,
–şiire benzer-
bir ağzı vardı akşamın,
usturaya vuruk.
Yumrukların yüreklendiği yerde
ürktü yaşam gözlerinden
büyüdü yalnızlığı geçerek
tilki gölgelerinden
Bir şeyler söylüyordu ormana durmadan
tır şoförlerinin bıyıkları.
korkak ve yiğitçe-kahır-
kahır yani bir iç göç
bir radyo cızırtısı
biraz Alamanya.
biraz sigara dumanı
stepne ve şose
şiş kebap!
çav bela
yırt afişleri
güneyli bir hüznü tat
Kader aramıza girmeden
anlayabilir miydik artık birbirimizi?
İstense her şey olabilirdi ama
uçmak vardı mesela
rüyada görülebilirdi
kâgir evlerde üryan
Sınardık kelepçelerde aşkı
öfkeyi biler gibi
bir demir kapıyla hesaplaşmak
bilmem hangi çarkın gövdesinde…
dirim çıkacak ortaya sanırdım.
sıvardım kamburumu çamurla
gözlerimi verirdim
mürdüm sağanağına
ortancalar
şarap otları
dikenli teller
ve başı yerde,
adı tuhaf duyarlılıklar kavmi
onlar da vardı mesela
Secdelenirdi
günlerce isyan.
İstense her şey olabilirdi ama.
kağıttan bir gemi
62’den bir tavşan
yapılabilirdi mesela.


kente döndüğünde çocuk
bunların hiçbiri yoktu
yorga çınlıyordu
nalçaları gecenin
İnsanlar vardı sokak diplerinde
Ve önlerinde diğerleri
Dinleseler de aynı çığırtkanı
Kimse görmedi.
Duadan yüzü soyulan minareleri
Her şeyde garip bir nen var
Kentin çocukluğu
Damlamış gibi toprağa
Baş aşağı bir oğlan bu
Uzar saçlarına iplikler
Bu garip vakitte
İnsan denizinden
Yüzerek çıktıkları vakit
Benimse toprağa
Sığınmışlığım var
Ölüme inat
Daha çok diril
dişle
Derinleş
nasılsa savlanabilir
hiçlik duyumlarının ardında
ikincil heyecan
komplo bu, çocuk!
bu düzen alçak ve sürüngen
yaşam sesinde tortu
Yüz rengi bir ihtişam
Kapladı uykuyu
Şüpheyle kardeş fısıltı
Dinle bak ne diyor
Tır şoförlerinin bıyıkları.

Diğer Yazıları