Gündüz kokulu ruhun bir güneş gibi ışığını saçıyor katran karası gecelerime
Özleminle viran olan bedenim yetim kaldı bu metruk mahalde
Zihnimin kavisli yollarında yalnız seninle dolaşıyor düşüncelerim
Limanını kaybetmiş bir gemi misali savruluyorum aşkın engin denizinde
Efsunlanmış gözleriyle uçsuz bucaksız bir hülyaya daldı kalbim
Ruhumun görünmez sakini, gönül yaralarımın meçhul faili,
İsminin erişilmezliğiyle bahtiyardır nefsim
Nadide bir mücevheri kaybetmiş olmanın hüznünü yaşayanlar gibiyim
Elem harlı ateşiyle yakıyor benliğimi.
Resmediyor gözlerim, mutlulukla hüznün büyük bir hasretle kucaklaştığı anları
Elimde kalemim, gecenin karanlık, puslu sayfasına gündüzü yazıyorum
Her bir damlasına adını nakşettiğim yaşlar süzülüyor gözlerimden
İnzivaya çekilmiş bir dervişçesine dinginliğin huzurlu sularında yüzüyorum
Nail olsam sana, varlığınla bütünleşse geceden gündüze doğru kalbim.
Bıraktım tüm duygularımı üzeri öfkeyle kaplı yollara.
Izdırap çekiyor yüreğim buram buram sensizlik kokan dakikalarda
Ramak kalsa da düşmeye uçurumdan, ben seninim
Aşkım boğulmamak için çırpınıyor ümitsiz sevdaların ummanında
Kaçamak bakışların eşliğinde reddediyor gözlerin beni
Terk edilmişliğin kederli havasını soluyarak zehirleniyor ciğerlerim
Işığını kaybeden sönmüş bir yıldız misali
Mahsur kaldım gecenin zifiri karanlık zindanında.
Adını sonsuzluğa yazıyorum, son noktası konmamış bir veda cümlesi eşliğinde
Şayet sessizlik hüküm sürmeye başlarsa vücudumda bir gün,
Kalbimi teslim alır sensizlikle geçecek bir ömür
Ilık esintisiyle bedenimi sinsice hasta eden lodos gibi
Masmavi denizle bezenmiş gözlerin yavaşça esir alıyor aşkımı
Işıltına muhtaç yaşıyor artık gecenin karanlığına mahkum ettiğin ruhum.