bir yokuş çıkıyor hayat
söylemiştim yol işçisiyken
düşünülmeden kazılmıştı toprak
bir adam ayakkabısını siliyor
orada bütün acılar diniyor
telefon direkleri haklı
ölüm kefen giyer kışları
yazın sere serpe sahilde
bariyerlerde kan lekeleri
bir el izi hedef alıyor anıları
ben ki yağmura yüz çevirip
şefkatin saçağında kuruyan
niyet ederek geleceğe hatıraları tüketen
ne gelir elden çıkma tezgahlardan
işportacının siftahsız gülüşü
ne getirir geç kurumuş yastıklardan
sapa sokaklara girip çıktıkça sen
bir kadife yırtılıyor semt pazarında
düşündün mü çiçeklerin niye annesi yok
ve neden süt vermez kimse onlara
de ki:
insan ölünce, çiçek doğunca
gömülüyor toprağa
İlk şiirini ilkokul yıllarında salıncağı için yazdı. Kocaeli Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı ile Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Öğrencilik yıllarından bu yana gazete, dergi ve televizyon için kültür sanat alanında içerik üretiyor. Şehir ve mimari konularına ilgi duyuyor. Şimdilerde Yeni Medya Bölümü'nde yüksek lisans öğrenimine devam ediyor. Şiirleri Dergâh Dergisi'nde yayınlanıyor. Hayatı şiirle adımlıyor.