önünde duran bir cüzdüm
sen hep yanlış yüzümden açtın
ne de güzelim harflerin, hecenin, imlâ ve noktalamanın yanında
yani şeddenin ve esrenin ve ötrenin omzunda
büyük bir yanılgı olarak ayten, duruyorum öylece
güneşli günlerden, parkta çocuklardan ve akşam kedilerinden tutunuyorum hayata
çocukluk arkadaşlıklarımla övündüğüm günleri geride bıraktım
o mesele sadece size görünen yüzüydü birkaç vakte kadar ama
bir hırsızınki değil inanın kendi ellerimle kalbimi dolandırdım
mahkemeye çıkmaya gücüm yok diye suç saymadı yasalar
yirmi altı yıldan beri karıştığım kazalardan nasılsa hayatta kaldım
ama şimdi tam cüz bitecek, yaz bitiyor ayten
ben cebimde yaz meyveleriyle yine kalakalıyorum
kış sanki ne varsa sınıf atlayarak yağmur ve kar biliminde sonbahardan önce geliyor
yarışa tutuştuklarında nasıl oluyor kışın gönlü hep en önce yanıyor
oysa kur’an’a geçecek, kalbimi tamamlayacaktım
yüzümde rahlenin izi, dilimde şeker tadı
yaralarının üzerine titrediğimden beri hızla gelişen bitkilerin
işte o zamandan beri şifayı yanlış ilaçlarda aramaktayım
hangi kalbe dokunsam benimkinden süt damlıyor
ılık, tatlı ve acı içesi yok kimsenin
o bana hesap kitap biçip
elinde cetvel her milimimi ölçüp
içinden çıkamayacağım davaları üzerime yıkıyor
böylece bir sebepsiz fırtınanın içinde kalakalıyorum
sen “durmuyoruz sadece sayfalar çevriliyor, derin bir nefes alıp yeniden başlayacağız” diyorsun
ama ayten,
sen hiç cüz oldun mu?
İlk şiirini ilkokul yıllarında salıncağı için yazdı. Kocaeli Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı ile Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Öğrencilik yıllarından bu yana gazete, dergi ve televizyon için kültür sanat alanında içerik üretiyor. Şehir ve mimari konularına ilgi duyuyor. Şimdilerde Yeni Medya Bölümü'nde yüksek lisans öğrenimine devam ediyor. Şiirleri Dergâh Dergisi'nde yayınlanıyor. Hayatı şiirle adımlıyor.