Yeni doğmuş çocukları ölen anneler gibi
Mahzundur sevilmeyi reddeden heves
Hani gözleri başka yerlerinden bakar ya yavruların
Zapt edilmez onun uçuşları ferahın sınırında
Sevginin karılmamış hali rastlamadan
Bir gizi görürüz bakışınca yaşamakta.
Onca hale rast nice gülüşe mest canımız neden
Kavgasız tebessümleri hem de içsiz
Ödemekle mükellef olmuştur
Küsmeyi neden çocuklara kaptırmışızdır
Neden bir deliler minnetsizdir
Niye bir ben
Yansıdıkça kendime
İçime yetişmem gerekir.
Bakın
Bakın diyerek başlayan sözlere iç çekersek
Bizi kurşunlar dolar
Yarım kalan sızıların yankısı zonklasın yüzümüzde
Bırakın üç günümüz
Diş göstermeden geçsin
Hem böyle gülebilirsiniz de.
Taze günahların ölmeyen yüzleri gibi parlıyor gözümde hayıf
Bir daha düşeyim kollarına
Daha bir hoş kokulu unutayım diye
Annelerin içine kelebekleri konan uçsuz yeşillik
Caymakla gözüme gelmez oluyor
Bir kez ölsem biliyorum
Birkaç yaprakla geziliyor.
Başlarımız artık yalnız üflenen fısıltıların karnını doyuruyor
Sözlerin gizinde bir gülünçlük peyda
Gülmek çünkü ancak gözlerin güneşliğinden sızar
Nice harabelerde mesut canlar dirilir de
Günün şavkı gönlün canına kıyar.
Bırak eller ditsin acılarını
Başkası bulsun senin yalandan güldüğün acı resimleri
Yüzüne bakmasın yüzün
Cebinde birkaç gözün yol çekerse yetti
Aşk olsun
Eğer varsa yitirilmiş birkaç sözün.
Korkmak düşerse al elmalara benzeyip
Sen ve ben de tezden umudu bir yeni yetişene
Kurtlar gelmeden benzetelim
Sen ve ben başka elden ne gelir
Korkmak ölmesin diye pekçe gezelim.
Bırak yaşamak çökmesin tepelere
Sen ve ben biri gizi sevelim.
Sivas’ta doğdu. Halen Marmara Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisi.