Sen nereden buldun
Kendinden kendine göçerek abdal beni
Atımı gitmelere çözdüğümü
Bir gül sokup kalbimi bozduğumu
Her gidişimden kalmalar sızdığını sen nereden bildin
İşte benim delisi çok dağlardan budadım kendimi
Budadım yığdım kapına ol zemheriler için
Alnımda en kavi yazgıların sebepsiz muhaciri
Bir nehir denize ölmeye gider gibi sevdim seni
Ey bir ömrü şekere basınca
Sesinde şıra şerbet yaseminler beslediğini
Yüzüme iki ay taslağı yasladığını
Sevmeleri haziranla süslediğini hey
Kurtardın tel tel olmuş gözlerimi bakmaktan
Herkes kendi yalnızlığını dikiyordu
Sen benimkini söküp aldın topraktan
Ömrüm ateşe değen bir pervanenin teni
Bir nehir denize ölmeye gider gibi sevdim seni
Kalbimi köslerine gerip gümbür gümbür çaldığımı
Sana bir beyazdan kuğular yolduğumu
Üstüm başım kan üstüm başım insan içinde
Bendeki gurbetten kaçıp sana geldiğimi
Bütün gurbetlerimin sende öldüğünü
Masal diye anlataydılar çocuklarımıza
Anlataydılar
Huma kuşunun yükseklerden seslendiğini
Gözlerinin evcilleşemeyen bir çocuğa baka baka paslandığını
Sen ağlayınca benim de yanaklarım ıslandığını
Sana ait uçurumlardan düştüm de kuşlar oldum
Kimseler gelmeden bu yaralı uçuşu sen bıçakla
Hüznümüze bir zeyl yaz
Atları kül eden harflerle
Hüznümü ateşi celi evlerinde sakla
Bir gitmek tutunca beni bana kalmakları yasakla
Yerim tüfeklere atıyla davrananların yanı
Bir nehir deniz ölmeye gider gibi sevdim seni