Menu
YENİ VAKA
Öykü • YENİ VAKA

YENİ VAKA

Çok okuyorsun evladım delleneceksin dedim, dinlemedi. Dellendi. Kitap kitap diye sayıklıyormuş yine. Okumalıyım, okumalıyım... Yazık değil mi doktor? Üstünü başını yırtıyormuş. Bak çocuğum senin hiçbir şeyin yok aslında, niye böyle davranıyorsun? Yazık ama senin gençliğine. Doktorun yakasına yapışmış iki eliyle sıkıca. Yalvarıyorum Doktor Bey kitaplarımı verin.

Çemberiyle gözyaşlarını siliyor. Allah belasını versin kitapların, yazanların, dellettiler oğlumu. Git gide nabzı iyice yükseliyor. Abla gözünü seveyim bela okuma. Bak belayı yer de gök de kabullenmez. Komşusu konuştukça basıyor feryat figanı. Yakasını yırtmış, pörsümüş memesi bile görünüyor. Allah belasını versin. Oğlumu dellettiler diyor başka da bir şey demiyor. Kolonyalıyor komşulardan biri. Abla bak çarpılacaksın ha. Bizim Kuran'ımız kitap değil midir? Geçen caminin imamı cumada anlatmış. Oku, demiş bize Rabbimiz. Bak ye dememiş, gez dememiş, oku demiş. Senin oğlan ne mübarek çocukmuş. İtiyor komşusunu uzağına. Kıpkırmızı oluyor kadın. Kolanyayı bırakıyor elinden. Neyse acılısın. Ama elbet bilirim sana hatırlatmasını bunu. Geçip oturuyor yerine. Ağzını bir daha da bıçak açmıyor. Ocağıma incir ağacı diktiler. Canım oğlumu, tek evladımı benden çaldılar. Belasını versin. Abla, kız ben ne diyorum sana. Gözünün yağını yiyeyim bela okuma. Bela sahibini yedi kat yerin dibine de gömülse gelir bulur.

Oğlum çıkıp gezsen ya biraz. He mi oğlum? Anne bıktım aynı şeyi gelip her gün demenden. Yavrum, kuzum bak betin benzin soldu evladım. Karın mı doyuruyor kitaplar. Anne lütfen. Yine başlama. Evin her yanı kitap. Bozmuş kafayı kitap kitap, tövbe! Allah'ım sen bana sabır ver. Sen eski haline çevir oğlumu. O gavur öğretmenleri yüzünden böyle oldu. Kendileri okusun. Kendiniz okuyun. Bulaşıkları yıkamayı bırakıyor. Kasabanın imamıyla konuşacak. Bu böyle gitmez. Gözümün nuru gidecek böyle giderse.

Muskalar, yemeğine dökülen okunmuş tuzlar, üflenmiş sular, saç kılına yapılan türlü türlü devalar. Yok anam her şeyi yaptım. Bulamadım dermanını bu illetin. Oy Allah'ım niye benim oğluma musallat ettin bu gavur hastalığı. Benim on tane evladım mı var ki kitaplara tekini feda edeyim? Kız öyleme deme Allah'ın ağırına gider. Bulunur dermanı elbet. İmtihandır bu dünya.

Yakasını bağrını yırtıyor. Ellerini göğe açıyor, söyleniyor söyleniyor, dizlerini dövüyor. Komşular teselli etmeye çalışıyor. Allah'tan ümit kesilmez denilince beter oluyor daha bir, yerinden tavana zıplıyor. Allah'a isyan ettiğinin farkında bile değil kız bu. Komşularının dudakları uçukluyor. İçlerinden sabır diliyorlar kadına. Allah büyüktür affeder diyorlar. Acısı var acısı. Ne dediğini bilmiyor. Allah büyük, affeder.

Doktor diyor, oğlum diyor, ağlama. Ağlama bana anlat. Sana kitaplarını vereyim. Yalvarırım doktor kitaplarımı verin, benim bir şeyim yok. Çok mu seviyorsun kitap okumayı? Bir şeyim yok benim, diyor. Yazdığın bir şey var mı okumak isterim diyor doktor. Ben yazmam, diyor. Ben yazmam. Kimse yazmasın artık, diyor. Doktor seviniyor cevabına. Niye diyor.

Okuyamam ki, diyor. Hesapladım, diyor. Yazık. Okuyamam ki. Kimse artık yazmasın. Hepsini okuyamam ki. Doktor anlıyor. Peki sana söz kimseye yazdırtmayacağız bundan böyle. Söz mü diyor genç adam. Söz diyor doktor. Geç kaldım diyor. Çok geç kaldım. Okumalıyım. Yetiştiremeyeceğim, diyor. Doktor düğmeye basıyor. Gelip çocuğu alıyorlar.

Psikolog çıkaracak olduğu kitaba yeni bir vakayı ekliyor.

AYNUR
AYNUR DİLBER AYNUR DİLBER

Şair ve Yazar

Trabzon doğumlu, İstanbul’da yaşıyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. İtibar, Hece, Muhit dergilerinde  şiirleri  yayımlandı. Öyküleri ise İtibar, Aşkar, Hece Öykü, Post Öykü, Dergâh,  Muhayyel adlı dergilerde yer aldı. Az Hüzünlü Bir Yer adlı öykü kitabı İz yayıncılıktan 2018’de çıktı.

Daha fazla görüntüle
Diğer Yazıları