Menu
SICAK GÜZELDİR
Öykü • SICAK GÜZELDİR

SICAK GÜZELDİR

“Çok soğuk” dedi biri
“Dün de soğuktu” dedi diğeri
“Bu kadar değildi” dedi ilki

Avuçlarının içinde saklı birer mikrofon varmışçasına, sürekli ağızla burunlarının
ortasına ellerini gömüp çıkartarak yürüyorlardı.

“Nerede kalacağız?” dedi üçüncüsü
“Depoda” dedi biri
“Depo olmaz” dedi ilki
“Neden?” dedi üçüncüsü
“Şikâyet etmişler” dedi ilki

Elinde poşet olanın bacakları arasında döne döne ilerleyen kuçu, ön ayaklarını çocuğun
göğsüne vurarak onu durdurdu ve dili dışarıda, gözlerinin içine bakmaya başladı.

“Çok soğuk” diye tekrarladı ilki
“Buluruz bir yer” dedi , uzun boylu olanı
“Caminin tuvaletine girelim” dedi diğeri
“Orada başkaları kalıyor” dedi uzun boylu olanı

Elini kuçunun burnuna yaklaştırınca, kuçu suratını buruşturarak aşağı indi, kendi etrafında
hızlı bir tur attıktan sonra yine dili dışarıda eli poşetlinin gözlerinin içine bakmaya başladı.
Üçü birden güldüler.

“Dün nerede kalmıştık?” diye sordu biri
“Bankamatik kulübesinde” dedi diğeri
“Neden oraya gitmiyoruz?” dedi ilki
“Kapıyı onarmışlar, kartsız açılmıyor” diye cevapladı ikincisi

Sağ elinin baş parmağını poşetin ağzına geçirip, sol elini içeri daldırdı ve bir parça kemik
çıkarıp havaya fırlattı. Kuçu arka ayaklarının üzerine dikilip kemiği havada yakaladı ve bir
apartman girişi önünde, karların üzerine uzanıp kemirmeye başladı.

“Şurada bir han var” dedi ilki
“Işık yanıyor içeride” dedi ikincisi
“Temizlikçidir” dedi ilki
“Birazdan gider” dedi uzun boylu olanı
“Sen bir görün bakalım” dedi ikincisi
“İyice bak” dedi üçüncüsü

İkisi geldikleri yöne doğru dönüp yürürlerken, yaşça en küçük olanları yavaşça hana doğru
yürümeye başladı. Önünden geçerken iyice yavaşlayıp içeriye baktı. Birkaç adım attıktan
sonra sokağın karşı tarafına geçip geriye döndü ve bir de oradan baktı içeriye doğru.
Az ileride de birleştiler.

“Bir kişi” dedi ufaklık
“Ne yapıyor?” diye sordu ikincisi
“Merdivenlerden yukarı çıkıyordu” dedi ilki
“Kapı kapalı mı?” diye sordu uzun boylu olanı
“Aralık” diye cevapladı ilki
“En üst katta bir ışık söndü!” diye parmağıyla işaret etti ikincisi
“Işıkları söndürmeye çıkmış demek” dedi ilki
“Fırlayın!” dedi uzun boylu olanı

Koşarak hanın kapısının önüne geldiler. Sessizce içeri girip merdivenlerden aşağı inmeye başladılar.

“Çok karanlık” diye fısıldadı ilki
“Gürültü etmeyin” dedi uzun boylu olanı
“Hiçbir şey görünmüyor” dedi ikincisi
“Alt kattan ışık geliyor” dedi ufaklık
“İnin” dedi uzun boylusu
“Hav hav!” dedi kuçu

Uzun boylusu onun ağzını kapattı. Tavandaki tek bir ampulle, az da olsa aydınlanan bodrum
kata indiler.

“Kömürlük burası” dedi ilki
“Kazan dairesi” dedi ikincisi
“Susun” dedi üçüncüsü

Yukarıdan hanın demir kapısının kapanma sesi duyuldu, üstüne de anahtar çevirme sesleri.

“Gitti” dedi biri
“Sıcakmış burası” dedi ufaklık
“Kalorifer sönmek üzere” dedi uzun boylu olanı

Poşetini yere bırakıp, kazanın kapağını açtı. Duvara dayalı duran bir kürekle ateşi harlandırdı.

“Kömür atalım” dedi biri
“Önce biraz tahta” dedi ikincisi
“Tahta getirin” dedi uzun boylu olanı

İkincisi tahta getirmeye giderken, ufaklık boş bir tenekeyi ters çevirip üzerine oturdu. Sırtını
duvara yasladı.

“Bu gece buradayız” dedi uzun boylu olanı
“Yarın ne yapacağız?” diye sordu ufaklık
“Yine buraya geliriz” dedi ikincisi, kucağındaki tahtaları kazanın önüne bırakırken

Uzun boylu olanı tahta parçalarını özenle kazanın içine yerleştirip kapağını kapattı. Kuçu az ileride yere uzanmış onları izliyordu. Ufaklık ayağa kalkıp üzerindeki eski püskü ceketi çıkarttı, ayaklarının önüne yere serip kuçuyu çağırdı. Kuçu koşa koşa gelip ceketin üzerine uzandı ve gözlerini kapattı.

Üçü de gülüştüler.

“Tahtalar tutuştu” dedi ikincisi
“Kömür getir” dedi uzun boylu olanı
“Ufaklık getirsin!” diye söylendi diğeri
“Uyudu” diyerek onu gösterdi uzun boylu olanı
“Sıcağı görünce..” dedi ikincisi

Tekrar gülüştüler.

Kömürleri de kazana attıktan sonra, karşısına geçip buldukları sandıkların üzerlerine oturarak
ateşi seyretmeye koyuldular.

“Evimizin sobası da böyle yanardı” dedi uzun boylu olanı
“Senin evin var mıydı?” diye sordu ikincisi
“Vardı küçükken” dedi diğeri
“Benim hiç olmadı” dedi ikincisi
“Ufaklığın da olmamış” dedi uzun boylu olanı

Yerinden kalkıp kazanın kapağını açtı. “Sıcak güzeldir” diye mırıldanarak birkaç kürek
kömür atıp yerine oturdu. İkincisi mikrofonlu avucunu ağzı ile burnu ortasına gömerken onu
kafası ile onayladı.

“Neden ayrıldın evden?” diye sordu ikincisi
“Hatırlamıyorum” dedi diğeri
“Ben mahpushanede doğdum” dedi ikincisi
“Sıcak güzeldir” diye mırıldandı uzun boylu olanı ve ayağa kalkıp birkaç kürek daha kömür attı kazana.
“Annen var mı?” dedi ikincisi
“Vardı” dedi diğeri ve yine yerinden kalkıp birkaç kürek daha kömür attı kazana, sonra da
mırıldandı yine: “Sıcak güzeldir”

Tavandaki ampulün ve harıl harıl yanan kalorifer kazanının verdiği ışıkla içerisi
aydınlanmıştı. Ufaklık ve kuçu gün boyu soğukta yürümenin yorgunluğuyla hemen
uyumuştu. Yüzlerindeki gülümsemeden güzel rüyalar gördükleri anlaşılıyordu.

“Çok sıcak olmadı mı?” diye sordu ikincisi
“Sıcak güzeldir” diye cevapladı mırıldanarak uzun boylu olanı, gözlerini kazanın ateşinden
ayırmadan ve ayağa kalkıp ceketini çıkardı, sonra da birkaç kürek daha kömür attı kazana.
“Uyumak istiyorum” dedi ikincisi
“Uyu” dedi uzun boylu olanı

Ceketini çıkarıp yere serdi ve üzerine kıvrılıp gözlerini kapattı. “Sıcak güzeldir” diyerek
sürekli kömür atıyordu kazana uzun boylu olanı. “Bizim evdeki soba da böyle yanardı” diye
de ekledi. Kazanın kapağını kapadıktan sonra, poşetinden bir şişe çıkarıp, avucunun içindeki
bezin üstüne bir miktar sıvı döktü. Sonra burnuna gömdü ayalarını.

“Çok sıcak” diye söylendi yattığı yerden ufaklık.

Kuçu sıcaktan rahatsız olup yattığı yerden kalktı ve kazan dairesinden dışarı çıkıp,
merdivenlerden yukarıya doğru birkaç basamak tırmandı. Orada uyuklamaya devam etti.
İkincisi bir şeyler sayıkladı ama ne dediği anlaşılmadı.

“Sıcak güzeldir” dedi uzun boylu olanı. Küreği eline alıp, kan ter içinde kalıncaya dek,
kazanın içini ağzına kadar kömürle doldurdu. Arada bir de sağ elini ağzıyla burnunun
ortasına götürüyordu. Kazanın kapısını zar zor kapatıp karşısına oturdu. Kazan sallanmaya
başlamıştı ve sesler çıkartıyordu. “Evimiz sıcaktı” dedi, “Kışın sobamız yanardı, karşısında
uyurdum. Sabah yatağımda uyanırdım”

Üçünün de vücudundan terler akıyor, kazan gürültüyle sallanmaya devam ediyordu. “Sıcak
güzeldir” diye tekrarladı.

Önce kazanın termometresi patladı, ardından kazan. Birer ateş bombası gibi sağa sola
savrulan tuğlalardan biri ufaklığın, bir diğeri uzun boylunun kafalarını
buldu. Birkaç tanesi ikincinin vücudunun değişik yerlerini. Ortalık duman ve ateş tuğlaları ile yanan kömürlerin alevlerinden seçilemiyordu. Hemen sonra yanmış et kokusu da
yayıldı içeriye.

Kuçu koşarak yanlarına geldi, önce ufaklığın yüzünü diliyle yaladı, sonra ikincinin, sonra
üçüncünün. Uzun boylu olanı dudaklarını kımıldatıp, mırıldandı: “Sıcak güzeldir”

Kuçu başını sol omzunun üstüne yatırıp uzun boylunun suratına baktı, ama ne dediğini
anlayamadı.

Diğer Yazıları