Menu
BİR NEFES İÇİN
Öykü • BİR NEFES İÇİN

BİR NEFES İÇİN

Saat gecenin on biri. Caddede açık olan tek dükkan benimki. Beş tane zenci girdi içeri, Amerikan aksanlı İngilizce konuşan, saç sakal birbirine karışmış, üst baş dökük:

- Merhaba adamım, nasılsın?
- İyidir bayım, ya siz?
- Fena değil, fena değil. Kapadokya'ya tur düzenliyor musunuz?
- Evet.
- Güzel. On kişiyiz ve oraya bir tur istiyoruz.
- Olur bayım, ne zaman gitmek istiyorsunuz?
- En kısa zamanda, yarın olabilir. Değil mi beyler?
- Evet, evet. Yarın gidelim.
- Pekala, yarın akşam başlar, Pazartesi sabahı biter, tüm hizmetler dahil kişi başı 150 dolar.
- Oo iyi fiyat, biz daha pahalı olduğunu düşünüyorduk.
- Grup fiyatı bu bayım.
- Bu iyi. Gerçekten iyi, düşünelim bunu. Bu arada sigarandan bir tane alabilir miyim? Benimki bitmiş.
- Elbette.
- Sağol, sağol. Sen iyi birisin.
- Herkes iyidir bayım.

Bu adamların buraya en az dördüncü gelişi, kim bilir hangi umutla buraya gelmişler ve tıkanmışlar. Geri de dönemiyorlar, daha iyi durumda olan başka bir ülkeye de geçemiyorlar.

Geç saatlerde dükkanı kapatıp giderken onları karıştırdıkları çöplerde buldukları artıkları yerken görüyorum.

Kapadokya turu mu? o sigaranın alt yapısı. Eminim şu anda en yakın köşede sırayla birer nefes çekiyorlar sigaramdan.

Ben ise her gelişlerinde aynı konuşmayı yapıyorum usanmadan. Ta ki bıçağı gırtlağıma dayayıp dükkanı soyacak hale geldikleri güne kadar da yapacağım çünkü her gelişlerinde benim burada yalnız ve etraftaki her yerin kapalı; karınlarının ise çok aç olduğunu bir gün mutlaka fark edecekler. Tıpkı bildiğimi bilip, utanmasınlar diye köşede sigaramı içerlerken onlara bakmadığımı fark ettikleri gibi.

Bu küçük ve masum gibi görünen oyun, taraflardan birine, belki de ikisine de çok pahalıya mal olacak ama sahne, bu dünya ve oyuncular, birbirinden çok farklı yaşamlar süren insanlar oldukça, oyunlarımız, yaşamımızın kaçınılmaz bir parçası ya da sonu olmaya devam edecek.

Bu kez iyi oynayan kazanmasın.

Diğer Yazıları