Edebiyat, Sanat ve Fikriyat dergisi Temmuz, Ağustos 2016 tarihli ilk sayısı ile okurlarına merhaba diyor. Şiir, öykü, deneme, inceleme, çeviri ve çizgi türünden eserlerin yer aldığı dergide ayrıca “Temmuz Direnişi ve Edebiyat” başlıklı dosya ile 15 Temmuz darbe girişimi lanetlenirken halkın kutlu direnişi selamlanıyor. Dergide Cemal Şakar ile konu üzerine yapılmış bir de söyleşi yer alıyor.
Derginin çıkış serüveni ile birlikte hedeflerini özetleyen “Kahramanın Dönüşü” başlıklı sunuş yazısında, 15 Temmuz direnişine dair vurgular yer alıyor. Genel yayın yönetmenliği Ali Emre tarafından yapılan derginin ilk sayısı usta sanatçı Hasan Aycın’ın bir çizgisiyle açılıyor. Ardından derginin editörlük görevini de üstlenen Mustafa Yılmaz’ın “Yollardan Geçeceksiniz, Yıllardan” başlıklı yazısı geliyor.
Temmuz’un şiir sayfaları Arif Ay imzası taşıyan ve Temmuz direnişine ışıklar düşüren “Gökyüzü Bayramı” ile başlıyor. Dilek Kartal’ın, “Tekvir”, Ali Emre’nin, “Bir İftitah Tekbiri Gibi” şiirleriyle yer aldıkları derginin diğer şairleri ise İsmail Söylemez, Sinan Ceran, M. Akif Şahin, Mustafa Halil, Ahmet Laçin ve Tuncay Yerlikaya.
Derginin ilk sayısının öykü sayfalarında Abdullah Harmancı’ya ait “Nefes” ve Akif Hasan Kaya’ya ait “Bu Bir Aşk Hikayesi Değildir” adlı eserler yer alıyor.
Serkan Akın’ın, Nizar Kabbani ile ilgili “El Öpmeyen Şiirler” yazısıyla katkıda bulunduğu Temmuz’da, ünlü şairin Aydın Ünlü tarafından Türkçe’ye tercüme edilen “Ey Gazze’nin Öğrencileri” adlı şiiri de dikkat çekiyor. Eyüp Sabri Togan’ın “Dostoyevski’de Doğu Sorunu ve Kur’an” başlıklı yazısının bulunduğu dergide Süleyman Ceran son dönemin önemli romancılarından Ayşegül Genç’in “Kuğu Boynu” adlı kitabını ele alıyor. Ümit Kudbay’ın Edward Said’in eleştirmenliği üzerinde durduğu yazısını, yine Said’in ünlü yazarlar Sartre, de Beauvoir ve Foucault ile karşılaşmasını resmeden önemli bir çeviri izliyor.
Dergide Hülya Şekerci “Can Sıkıntısı” yazısıyla konu üzerine sıra dışı tespitleriyle yer alırken Murat Kurt “Foto Kritik” ile ilk sayıya ayrı bir renk katıyor. Erdoğan Aydoğan ve Zeliha Nisan Önder dergiye denemeleriyle katkıda bulunan isimler. Dergide “Resimli Edebiyat Tarihi” başlıklı farklı bir bölüm daha bulunuyor. Son sayfada ise Necmettin Asma’nın “Sürgün” adlı çizgisi bulunuyor.
Dosya: Temmuz Direnişi ve Edebiyat
Temmuz’un ilk sayısı, adına ve çıkış amacına uygun bir dosya ile dikkat çekiyor.
Çok kısa denebilecek bir süre içerisinde hazırlanmasına rağmen farklı isimlere yer verilen dosyanın sunuşunda “15 Temmuz’daki darbe girişimi ve ardından gelen destansı direniş, hesapların üstünde bir hesap olduğunu dosta düşmana gösterdi ve darbeciler dâhil herkesi şaşırttı. Tarihte eşine az rastlanır bu mücadele; birçok alanda yeni değerlendirmelere, sorgulamalara, arayışlara da kapı açtı. Meydanlara koşan halk; sadece kendisiyle göz hizasında durmaktan inatla kaçınan kirli ve kibirli aydın tayfasına değil, kötülüğe, zorbalığa, buyurganlığa arka çıkan herkese haddini bildiren temiz ve açık bir rest çekti.” tespitleri yer alıyor.
Dosyada Murat Koç “Sana Armağan Olsun Bütün Güzellikler”, Güray Süngü “Şehadet Parmağı”, İsmail Kılıçarslan “Ne Büyüksün ki Kanın Kurtarıyor Tevhidi ya da O Gece Büyük Türk Şiiri”, Peren Birsaygılı “Dile Gelen Ey Şehir”, Hale Beyza “Yeni Bir Gün”, Asım Gültekin “Güzel Köprü” başlıklı yazılarıyla konuyu işliyorlar. Şair Hüseyin Atlansoy, özlü bir açıklama ile Temmuz’a not düşerken, İsmail Isparta “Her Şey Tiyatroydu” öyküsüyle dikkatimizi vakıanın başka bir yönüne çekiyor. Adem Özköse’nin, direnişin sembol isimlerinden ve şehitlerinden olan Halil Kantarcı’yı anlattığı “Bir Halil Destanı” da dosyaya kıymetli bir katkı sunuyor.
Şahitlik açısından önemli bir değer taşıyan dosyada ayrıca usta yazar Cemal Şakar ile konu üzerine yapılmış söyleşi yer alıyor. Söyleşide darbe girişimine ve akabindeki büyük direnişe dair tespitler içermesinin yanı sıra konunun edebiyat bağlamı da tartışılıyor. Şakar’ın “Gerçek edebiyatçılar yarayı sırtlanır ve yeni bir edebiyata öncülük eder” sözü, bir temenni ve çağrı olmasının yanında, geleceğe dönük bilinç, yöneliş ve sorumluluklarımıza da işaret ediyor