Önce Güney Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine füze atıldı. İsrail hemen karşılık verdi ve bölgeyi top ateşine tuttu. Ancak füzelere kimse sahip çıkmadı. Hizbullah, Lübnan yönetimi ve Hamas reddetti. Lübnan içindeki İran/Suriye istihbarat hücrelerine dikkat çekildi. Ama oyun tutmadı.
Ardından Golan Tepeleri'ndeki sınırdan İsrail tarafına ateş açıldığı iddia edildi. Ateş açıldığı söylenen yer, İsrail'in işgal altında tuttuğu topraklardı. Suriye olayı yalanladı. Bu oyun da tutmadı. Dün, Ürdün'den İsrail tarafına iki roket atıldığı öne sürüldü. Bu da doğrulanmadı. Belki bir sonraki aşamada Güney Lübnan'dan yine füze atılır. Golan'dan tekrar taciz ateşi açıldığı iddia edilir…
İsrail, bir yandan Gazze'de etnik temizlik yaparken, tehcir hazırlıklarına girişirken diğer yandan sınırlarından kendine saldırı olduğu konusunda ısrarlı bir çaba içinde. Neden? Akla ilk gelen, İsrail'in saldırı altında olduğu, tehdit altında olduğu kanaatini yayarak Gazze'deki vahşeti kanıksatmak. Ama akla gelen sadece bu değil..
İsrail savaşı yaymak istiyor. Hedef sadece Gazze değil. Çünkü böyle bir saldırı için görünürde hiçbir ciddi sebep yok. Altı aylık ateşkese uymayan, süre bitince ateşkesi bozan da o. Bir çok hedefe aynı anda ulaşmak istiyor: Hamas'ı sindirmek ya da zayıflatmak, Gazze'yi yaşanmaz hale getirip insansızlaştırmak ve ciddi bir nüfus hareketliliğinin alt yapısını hazırlamak, savaşı yayarak ABD'yi istemediği bir savaşa mecbur etmek.
Önümüzdeki günlerde ateşkes bile bu yönde kullanılacak. Gazze sınırları uluslararası güç tarafından korunacak, Hamas bu güç tarafından denetim altında tutulacak. İsrail ise kendi yoluna gidecek.
Tüylerimiz ürpererek, nefretle, acıyla izlediğimiz, avuç içi kadar bir yerin toptan imhası şeklinde devam eden saldırıların, bölgesel bir çatışmaya evrilebileceğini düşünmek hiç de abartı olmayacaktır. Bunu anlamak için bütün ayrıntıları tek tek ele almak gerekiyor. Eğer başarılı olurlarsa, tahminlerimiz de doğruysa ne yapıp edip çatışmaları Lübnan'a sıçratacaklar. Bunda da başarılı olurlarsa Suriye ve İran'a kadar uzatabilecekler. Başaramazlarsa bile amaçları bu.
Peki bölge ülkeleri ne yapıyor?
Mısır ve bazı bölge ülkelerinin amacı ile İsrail'in bu savaştaki hedefleri ne kadar da örtüşüyor. Onlar Hamas tehdidinin İsrail eliyle ortadan kaldırılmasını istiyor. Kendileri yapamaz, başaramazlar da.. Kendileri bu işe girişirse kitleleri kontrol edemezler. Nasılsa İsrail düşman, nasılsa kitlelerin öfkesini İsrail öfkesiyle bastırıyorlar, nasılsa İsrail de Hamas'ı yok etmek istiyor… Neden olmasın! Alçakça ama son derece zekice bir politika bu. Bir taraftan ağıtlar yakarken, yardım toplarken diğer yandan İsrail'le gizli ortaklık! Bu bölge, yüz yıldır bu yöntemle yönetiliyor.
Bu kadar mı? Elbette Hayır… İran İsrail'in en büyük düşmanı. Nükleer güç olursa yapacak bir şey kalmıyor. ABD de İran'la açık bir savaşa ikna edilemedi. Ama bir yıldan kısa bir süre kaldı İran'ın nükleer güç olmasına. Ne yapmalı… Peki İran sadece İsrail'in mi düşmanı? En az o kadar Mısır'ın da, S. Arabistan'ın da düşmanı. Bakın işte bir ortak nokta daha çıktı. Hamas'la başlayıp İran'la devam etmek. Tahran'ın Akdeniz'e uzanan kolunu kesmek. Kimin eliyle, elbette İsrail'in.
Bugün bazı Arap rejimleri İsrail'in silahlarının gölgesine sığınmış görünüyor! Ey Ortadoğu'nun insanları, ey sokakları dolduran yüz binler, bunu görmez misiniz! Ey İsrail silahlarının gölgesine sığınanlar! Gazze'deki çocukların kanı üzerinden nasıl bir siyasettir bu?..
İşte bu yüzden Gazze'ye yönelik yıkım, büyük savaşın provası gibi. Bu yüzden İsrailli general “Gazze'de edindiğimiz deneyimi İran'a yöneltmeliyiz” diyor. Bu yüzden aslında ateşkes çabalarının aslı yok. Tam tersine ateşkes olmaması için çalışıyorlar. Mısır'ın ateşkes istediğini kim söyleyebilir? Mısır da İsrail kadar ikili oynuyor ve gerçek anlamda ateşkes istemiyor. Kahire, sadece Hamas'a karşı değil, İran'a karşı da İsrail silahının gölgesine sığındı.
İran ve Suriye kilitlenmiş durumda. Bir oyuna getirilmek istendiklerini biliyorlar. Filistin halkı üzerinde bir soykırım uygulanıyor, soykırım üzerinden de bölgesel kriz hesapları yapılıyor. Sabırlar zorlanıyor şu an. Sinir harbi yaşanıyor. Bakalım kim daha sabırlı çıkacak. Her durumda Filistinliler kobay olarak kullanılıyor.
Ateşkes pazarlıkları İsrail'in saldırıları durdurmasına değil Hamas'ın Gazze yönetiminin sona erdirilmesine endekslenmiş. Kahire Hamas'a şunu söylüyor: Ya istediğimiz türden ateşkesi kabul et ya da yok ol… Oysa önerinin içeriğine bakınca, ateşkesin kabulünün Hamas'ın yok oluşu anlamına geldiği ortada. Saldırıya onay hatta işbirliği yetmezmiş gibi, ateşkes formülüyle Filistin'i bir kez daha vuruyorlar.
Bütün bunlar güne kadar olanlardı, hazırlanan planlardı. Ama 2006'da tutmadı bu hesaplar, bugün de tutmayacak. İsrail, ateş gücüne, binlerce askerine rağmen Gazze'yi teslim alamadı. Almak bir tarafa, merkezine giremedi. Büyük hesaplar tersine dönecek gibi. “Sınırlardan taciz ateşi iddiası” önceleri savaşı yayma planlarıyla bağlantılıyken şimdi geri çekilme bahanesi oldu.
Birkaç gün içinde İsrail'in çekilmek için bahaneler ürettiğini görebiliriz. Bakalım bu askeri başarısızlığı nasıl örtecekler? Bakalım yaptıkları katliam ve yıkımı askeri başarı olarak pazarlayabilecekler mi?
(YENİ ŞAFAK, 14.01.2009)