Menu
ferfir kitaplar... yolda.......
Haberler • ferfir kitaplar... yolda.......

ferfir kitaplar... yolda.......



Temrin dergisi Genel Yayın Yönetmeni Şeref Yılmaz ve arkadaşları tarafından yeni kurulan FERFİR YAYINLARI ilk kitaplarını Mart 2010'dan itibaren okurlara sunacak... Yayınevi konusunda Şeref Yılmaz'la www.haberkultur.net'te yayınlanan söyleşiyi aşağıda sunuyoruz:

Ferfir Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Şeref Yılmaz ile yeni yayınevini konuştuk. Daha önceki yıllarda da yayın yönetmenliği yapan, yayımladığı nitelikli eserlerle kurucusu olduğu yayınevini iki yılda ödül alacak düzeye taşıyan, yayıncılık dünyasının deneyimli ismi Şeref Yılmaz, yeni yayınevi ile ilgili sorularımızı içtenlikle ve açıkça cevapladı.

Öncelikle yeni yayınevi hayırlı olsun.

Sağ olun, teşekkür ederim.

Önceden de yayıncılık yaptınız zaten. Bu konuda deneyiminiz var.

Evet, daha önce de yayıncılık yaptık, doğru…

Yeni bir yayınevi kurma düşüncesi nereden geldi aklınıza?

Şartlar zorladı demek belki daha doğru olur. Altyapı oluşturmakla meşguldük zaten. Elbette farklı hedefler var ki yeni bir yayınevi kurmak düşüncesi ortaya çıktı.

Birçok yayınevi var. Bu ortamda yayıncılık yapmak sizce akıllıca mı?

Evet, birçok yayınevi var. Bu ortamda yayıncılık yapmak “akıllıca” diyemem. Birisi bana “yayıncılık yapayım mı?” dese, “Yapma!” derim. Peki, biz neden böyle bir karar aldık? Yayıncılık yapmamız gerektiğine inandığımız ve yayıncılıkta birçok eksik gördüğümüz için…

Ferfir yayınevinin diğerlerinden bir farkı olacak mı?

Elbette olacak.

Nasıl bir farkı olacak?

Her yayınevinin birbirinden az ya da çok farkı vardır. Birbirinin tıpatıp aynısı olan yayınevi yoktur. Biz de yayıncılık piyasasında gördüğümüz eksiklikleri tamamlamaya çalışacağız. Farkımız zaman içinde oluşacak. Sınırlarını şimdiden çizmek doğru olmaz.

Ferfir ismi ilginç. Dikkat çekiyor. Neden Ferfir?

Evet, ilgi uyaran bir isim oldu. Aslında insanların duyduğu, bildiği bir kelime değil bu. Bana anlamını soranlara ben başlangıçta “Anlamı yok.” demiştim. Ama anlamını araştırıp öğrenen arkadaşlar olmuş. Ferfir, Farsça asıllı bir kelime… Asıl anlamı “dere yatağı, su kanalı” demektir. Bir mesire yerinin adıdır aynı zamanda… Fakat daha gerilerde eski Yunan’da “erguvan rengi” anlamı da var. İngilizcedeki pembe rengin karşılığı olan “purple” kelimesinin eski Yunancada söylenişi “Porphyra” şeklindedir. Geçenlerde bu ismi duyan bir arkadaşımız, “Benim kız kardeşimin adı Ferfir… ‘Eşsiz, benzersiz’ anlamlarına geliyor.” dedi. Bu anlamını bilmiyorduk. Demek ki farklı yörelerde kullanılan bir kelime… Neden böyle bir kelime seçtik? Artık Türkçede bilinen, günlük hayatta sürekli kullanılan kelimeler, sanıldığı gibi akılda kolay kalmıyor. Aksine sıradanlaşıyor. Farklı bir kelime olmadığı için zihinde kalıcı olmuyor. Bir de işin “sıra dışılık” yönü var. Mevlana’nın ifadesiyle “şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Yeni arayışlar, yeni yönelişler her zaman dikkat çeker.

Sizin Erguvan Hasreti isimli denemeniz de var. Yayınevinde de erguvan yine karşımıza çıktı.

Bu tamamen bir rastlantı... Hayatta bazı şeyler insanın peşini bırakmıyor. Erguvan, bir şekilde benim yazılarıma, şiirlerime, kısacası hayatıma giriyor. Aslında Erguvan yayınevi de var. Ama biz doğrudan o isimle bir yayınevi kurmayı düşünmedik. Fakat koyduğumuz ismin bir anlamı yine “erguvan rengi” çıktı. Erguvan bizi buluyor.

Erguvan Hasreti kitabınız ne durumda?

Bir deneme kitabı olmasına rağmen beş bin basılmıştı ve iki senedir yok satıyor. Deneme için riskli bir rakamdır beş bin. Ama satıldı ve bitti.

Yeni baskı düşünmüyor musunuz?

Şu anda hayır! Okurları yeni kitaplarımızla buluşturmak daha önemli… Bu Erguvan Hasreti’nin basılmayacağı anlamına gelmiyor tabi… Zaman içinde basılır; hem de daha düzgün ve derli toplu bir şekilde… Ama biraz daha hasret artsın ondan sonra…

Basılacak dosya bulmakta zorluk çekiyor musunuz?

Hayır!

Yeni bir yayınevisiniz?

Doğru! Fakat bizim önceden hukukumuz olan birçok değerli kalem var. Onlardan dosya talebinde bulundum, hiçbirisi “hayır!” demedi. Hatta bazıları büyük ve popüler yayınevlerine dosyalarını vermelerine rağmen geri çektiler. Almalarını istemedim ama aldılar. Bu çok şey ifade ediyor olmalı. Zaten ilk kitaplarımız yayımlanınca okurlar, nitelikli eser basmayı önemseyen bir yayıneviyle karşı karşıya olduklarını fark edecekler. Şu anda yayıma hazırlanmak üzere, editörlerimizin elinde 15 nitelikli dosya var. Ayrıca yirmiden fazla dosya, yayın kurulumuzda inceleniyor.

Yayıncılıkta kırmızı çizgileriniz veya ilkeleriniz olacak mı?

Olacak elbette. İlkeli bir tutum sergilemek her işte önemlidir. Özellikle yayıncılıkta bu önem daha da artar. Günümüz yayıncılığında ilkeler göz ardı ediliyor, hatta çoğu kere ayaklar altına alınıyor. Bizim yayıncılıkta esas alacağımız iki temel ilke ve iki kırmızı çizgi olacak: Temel ilkelerden birincisi dürüstlük, diğeri nitelik… Dürüstlük ne demek? Kime karşı dürüstlük? Hem yazara hem okura karşı dürüstlük… Bu çok önemlidir. Dürüstlük, sadece telif konusunda olmaz. Teliften daha önemli meseleler vardır yazar için. Bugün yazarı ipotek altına alan yayınevleri var. “Bu yayınevinin suçu mu?” diyecek olursanız, cevabım “öncelikle evet” olur. Yayınevi yazara cazip şartlar sunuyor. Yazar buna “evet” diyor ama daha sonra bir şekilde yayınevi ile arası açılıyor. O zaman mahkemelik oluyorlar. Yayınevi haklı çıksa ne ifade eder? Yayınevine sırtını dönmüş bir yazarın kitabından para kazanmayı etik bulmuyorum. Yazar, yayınevinde kendisi kalmak istemeli. Onun için yayınevleri yazara karşı her bakımdan dürüst olmalı. İkincisi de okura karşı dürüst olmak… Bugün yüz binler satan kitaplar bastığı halde okura güven vermeyen yayınevleri var. Bir yerde yayımlanmış ve satmamış derme çatma bir kitap, bir başka yayınevinin allayıp pullamasıyla yüz binler satıyor. “Okur almasın!” diyemezsiniz. Bu ülkede böyle bilinçli bir okur kitlesi yok. Burada suç tamamen yayınevinindir. Yüz binlerce insan kitabı eline alıp okumaya başladıktan sonra pişman oluyorsa bu kul hakkını ihlaldir. Bu ülkedeki yayınevlerinin okuru bilinçlendirmek gibi temel bir görevleri var. Ama ne hazindir ki başta muhafazakâr yayınevleri olmak üzere birçok yayıncı, kapitalizmin kodlarıyla hareket ediyor. “Bir kitap alana bir kitap hediye” deniliyor. Bu nasıl bir mantıktır? Kitabın değeri böyle artmaz. Kilo ile kitap satarak bir yere varılamaz. Usta kalemlerin kitapları kelepir kitap sepetine konuyor. Bu utanılacak bir durumdur. Bunun nedeni yayıncılığa sadece para gözüyle bakılmasıdır. Hiçbir yayıncı, evet satılmayacak bir kitap basmak istemez, ama satış her şey demek değildir. Nitelik denilen bir şey vardır. İşte nitelikli kitap bulmak günümüzde neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Yayınevleri popüler kitapların ardında durdukları kadar nitelikli kitapların ardında da durmalıdırlar. Yoksa okur hep aynı okur, yazar hep aynı yazar olarak kalacaktır. Diğer iki kırmızı çizgimiz ise şudur: Birincisi, bu milletin değerleriyle alay eden kitaplar yayımlamamak. Diğeri de siyasi partileri öven ve onlara söven kitaplara onay vermemek. Yayıncılık, partiler üstü olmalıdır. Mehmet Akif merhumun, Sırat-ı Müstakim mecmuasını çıkarırken koyduğu nefis bir ilke var: “Bu mecmuada zararlı şeyler yayımlanmayacak.” diyor. “Yararlı şeyler yayımlanacak.” demiyor dikkat ederseniz, “Zararsız şeyler yayımlanacak.” diyor. Ardından da “Zararsız olan bir kavle göre yararlı demektir.” diyor. Bu ise çerçeveyi geniş tutma demektir. Ferfir yayınevi bu ilkeyi esas almak istiyor.

Temrin Dergisiyle de ilginiz var. Dergiyle yayınevinin ilgisi olacak mı?

Temrin dergisini yönetiyoruz malum. Daha çok yeni kalemler götürüyor dergiyi. Biz motive ediyoruz, teşvik etmeye çalışıyoruz. Şu aşamada derginin yayıneviyle organik bağı yok.

Peki, daha sonra olacak mı?

Olabilir. Bunun bizim açımızdan bir mahsuru yok. Çünkü şu anda dergi, Elit Özel Dersanesi’nin yayın organı gibi gözüküyor. Derginin bu dersane ile bağı, sadece resmiyetten ibaret... Ne olacağını zaman gösterecek.

Ne tür kitaplar basmayı hedefliyorsunuz?

Hayatın her kesimini ve karesini kucaklayan kitaplar yayımlamak niyetindeyiz. Kişisel gelişimden, politik kitaplara, tarih kitaplarından roman ve hikâyeye, denemeden incelemeye kadar her konuda kitap yayımlamak…

“Politik kitaplar…” dediniz?

Partici olmak ayrı, politik kitaplar yayımlamak yine ayrıdır. Burada kastettiğim politik analiz yapan, gündemi yorumlayan kitaplar yayımlamaktır.

İlk kitaplarınız ne zaman yayımlanacak kısmetse?

Mart ayının sonuna kadar ilk kitapları yayımlamış olmayı planlıyoruz.

İsimlerini, sakıncası yoksa öğrenebilir miyiz?

Sakıncası yok elbette, ama okurlarımıza sürpriz olsun diye şimdilik söylemeyelim. Zaten iki haftaya kadar yayınevinin sitesinde ve diğer internet sitelerinde duyurulmuş olur. Hatta şu anda bile, yayınevinin sitesi hazırlık aşamasında olmasına rağmen, bir kitabımızın kapağı konulmuş.

Teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

İletişim: Çatalçeşme sok. Üretmen Han No: 29 K: 1 No: 114 Cağaloğlu

Tel: 0212-526 04 30

[email protected]

www.ferfir.com