Menu
SOM Altın
Şiir • SOM Altın

SOM Altın

Yükseliyor Soma’dan simsiyah alev
Ateş ki cehennem, ateş ki azap mı azap
O ateşten her parça yaktı milyonlarca ev
Düştü millet bu silleden harap ve bitap
Soma’da karanlık, Soma’da dehşet ve vahşet
Soma’da ayrılık, veda etmeden ve habersiz
Cennete uçan trene alınmış yüzlerce bilet
Gözyaşları hüzün tarifinde aciz, yetersiz
Dumanlı treni kaçıranlar çıktı evvela
Geride kalanlarsa diyemeden elveda
Ne ana, ne baba, ne eş, ne de evlada
En fazla bir küçük not sımsıkı avucunda
Oğlum! Daha dün otururken başucunda
Hakkını helal eyle artık ben gidiyorum
Emanet senin, artık sana devrediyorum
Tabutlar yolculukta tek kişilik kompartıman
Topraklara sarılıp sessizce ağlayan eşler
Toprağa düşerken dahi aklından çıkarmadan
Beraberce ölüyor arkadaşlar, kardeşler
Bir ulvi ruh ki; dostunu ruhuna tercih ediyor
Onun çocuğu olacak onu kurtarın diyor
Bir başkası sedyeye düşmüş ölecek te
Kirli botunu çıkaracakmış, bak hele
Ruhunuz tertemiz, hem de nurla yıkanmış
Birader! Sizde ki bu ecdattan ne asil kanmış
Maden kapısında duygular karmakarışık
Korkular, ümitler, heyecana sebep ufak bir ışık
Ey şehit yakını artık cennette olacak vuslatın
Ümit kalmadı artık ışıkları kapatın
Üzerleri bir karış kömür kaplı olsa da
O madenden çıktı üç yüz SOM Altın