BUNALAN OZAN İLAHİSİ
Darıdan ufağım da
Dünya sığar içime
Dünyalara sığamam
Sığaman oğul
Bulut olsam olurum
Göğe ağsam ağarım
Güzleleri gezerim
Yağamam oğul
Atmacam bukağılı
Ağzında karanfili
Bu yaman çelişkiyi
Çözemem oğul
Ozanım düşe geldim
Dönüp uğraşa geldim
Astım işlek kalemim
Yazamam oğul
SABIR İÇİN İLAHİ
Çağrılı geldim, uzunca eğlendim
Sonsuz duracakmış gibi güldükçe insanlar
Gidecekmiş gibi gülümsüyorum
Yüreğimde kıldan testere
Bir yanartaşı yürüyorum döne döne
Hayatın dilvermez karıncasıyım
Günle yarışan bedenime dokunsam
Acıyor mu vurdukları yer eskisi kadar
Belki de alıştım
Ses vermiyor özlediğim, susturmuşlar
Yok, sevgiden yandım
Savatlı gümüşüm, eskimezdim
Sabrı deniyorum
İNANAN İÇİN İLAHİ
Ömrümüzün kilimine
Anamızın diliyle işlenen sözcükler
Çoğu kez şunlara benzer:
Acıları uzağında beklet
Elinde ipekten yelpaze
Usul usul, hoşgörüyle
Yaklaş kendine
İşte kendin, işte durgun suların aynası
Seyret, gülümse
Oysa
Kim harlandırıp yüreğinde ateşi
Kıyametini büyütmezse
Ve hesaplaşmazsa kendisiyle
Ateşten kurtulmayacaktır
Kim doğruysa aramalı
Yusuf’u Kenan kuyusunda
Değilken Mısır’a sultan
Ey inanan
Sen ey inanan
Aracısız konuş kendinle
GÜL İÇİN İLAHİ
İnsanlar bir gülü bir senetle
Değiştirmeye alıştılar
İnsanlar başka insanların hayatını
Bir hezaren sandalye midir hayat
Dizip kaldırmaya alıştılar
İnsanlar yüreği ve onuru, alıştılar
Yelin üflediği yaprak mıdır onur
Yürek arsız otlar gibi ayak altında
Tanımıyor kimde kimseyi
Ve kendini tanımak istemiyor
İnsan tanımazsa kendini insan
Nasıl varolabilir
Bu yüzden dünya hey koca dünya
Dönüyor bir ölüler ülkesine
Susanlar şimdilik
Oyunun dışına düşenler
Yalnız onlar doğrulup kalkacaklar
Gün kıyamete erdiğinde
VARI SEVDASI OLANA İLAHİ
Ben seni tanımışsam
Tümce kalabalıkta
Şaşırtmışsam ırmağım
Yönünü sana doğru
Ben korkar, sen korkar
Sen ayrısız gayrısız
Cümle canı sevmişsen
Tek tek çıkar soranı
Tümü de senden korkar
Ne varın var, ne yoğun
Dört duvarla bir sevda
Anca ondan vermişsen
Kim korkar, neden korkar