Kelebeklerin de kendine özgü sesleri olmalıydı
Senin benden gidişin de kendine özgü
Bir merdiven gıcırdamasaydı.
Dört boğaza birden bakan
Bir garip adam gibi
Hiçbir şey düşünmeden
Uğurlamak isterdim seni
Sahi, ayrılık hangi renkti?
Aşkımızın döküntüsü onca şiir olmasa
Bir suhulet hali ile vedalaşabilirdik
Bir kelebek gibi sessiz toplanırdı pılı pırtı
Mavi ve gri karışmaz
Dolayısıyla biz olmazdı okunan şiirler.
Allah biliyor seni çok özledim
Ama Allahın bilmesi
Benim yazmam
Senin okuman
Engelleyemez insan etinden daha sağlam bir vedayı
Sahi, Allah hangi renkti?
Ben de çoğu şair gibi yıllar önce ölmeliydim.
Hayatta kalmak
Atan bir kalbe sahip olmak
Beni canlı yaptı.
Şair olmayı yıllar önce kaçırdım
Teşekkürü bir puanla, servisi bir dakika ile kaçırdım.
Ama Allahtan bir memur olabildim
Devlet kapısı denen yerde.
Kapı demişken,
Yürüdüğümüz yollara anahtarlar dökülürken
Kapıları açmak yerine kilitlemeyi biz tercih ettik.
Ağaçların döküntüsü yaprakları temizlemeyi biz tercih ettik.
Işıklı çarşılar yerine çevirmeye girmiş geceleri biz tercih ettik.
Kelebeklerin sesini duymamayı,
Yine biz tercih ettik.
Sahi, biz hangi renktik?
1989 doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Avukat. Halen bir kamu kurumunda Hukuk Müşaviri olarak çalışmakta.