Çocuktuk.
İki koltuk arası evimiz,
Çarşaftan damımız,
Minderden döşeğimiz
Demirden hayallerimiz vardı.
Çocuktuk…
Büyüdük.
Dört duvar evimiz,
Betondan şehrimiz,
Güneşten damımız
Altında artık
Yanıyordu bedenimiz
Minderler taş, beton
Fikirler çelik kalyon
Hayaller uçarı balon
Oldu birden.
Büyüdük…
Kocadık, geç kaldık
Düşe kalka yana yakıla
Demir attık sularına
Bitimsiz hayat dersinin.
Şimdi bir tutam tahta kurusu
Nerdeyse her yanımız
Naftaline belenmiş sanki
Minderimiz döşeğimiz
Acı bir düş öksürüğü
Bir çorap söküğü
Gibi yıllar
Yüzükoyun uzanmış avlularda.
Ve hâlâ koşturuyoruz
Yüreğimiz avucumuzda.
Çocuktuk, büyüdük, kocamanın
Eşiğine vardık.
Ölüme erkendi,
Zihnimizde açan buğday.
İçimizin çitlerinden taşan
Umuda ise geç kaldık.