Çabuk içersin çayı, suyu, her şeyi
Bilmem Azrail bir şairi başka mı karşılar
Bir kadın hem güzel hem şair olamaz
Birinden birine vurur tekmeyi
Sadakat ağır içilen çay mıdır
Sokaklar şimdi sokağa çıkma yasağı
Azrail tam mesai, elleri bulaşık
Ne dünyadaki hal hal
Ne sendeki haber
Ay gündemi..
Günlerin işlevi yok, kayıp gün isimleri
Zaman geçsin mi kalsın mı
Ayağımla başını ezdiğim filiz bu
Kus Ey tabiat, çıkar da rahatla
Kan kesildi, doğur kurtar
Kanserli rahmindekileri
Horozlar ötüyor, gün üşenmemiş gelmiş
Sen kalmışsın kirini yeni aldığın pencerelerde
Daha ne kadar pencerede kalacaksın
Horoz söylüyor da
Dilini bilenler bilmem nerede
O bilenlerin göz suyu hürmetine
Dünya hala dönüyor belki
İnsan susunca kuşun sesi çıkmış
Bırakıp gittik dünyayı ev sahiplerine
Hırs da çabuk içilen çaydı
Çabuk olan çoğu şey gibi aşağılık
Kitabın üstünde uyuyakalmışım
Bekleme bu bahara bir dahakine ya kısmet
Yolun adı yolda kalmışlık
Sis altında kaldık sis altında kaldık
İkilemeden anlamıyorsun
Zili bastın, kapıyı çaldın
Elinde beyaz orkide kurdeleli
İstemeye gelmişsin beni
Bense çoktan verildim
Gün olur dünya dönerse geri
Hırsı yavaşça söndürüverelim
Bir kül tablası, bir çay tabağı, eline ne gelirse
Bir de yavaşça sönen gözlerim…
Kesik kan
Kan mı kesilmiş
Kesikmiş kan…
1980 yılında İstanbul Şişhane’de doğdu. 1996 yılında Bakırköy İmam Hatip Lisesi’nden, 2000 yılında Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. İstanbul’da yaşıyor.