Çamaşır asarken şiir dinleyip
Mutfak masasında ciddi kitaplar okumak
Ay ışığı, gece, yalnızlık ve Rahman…
İpince çizgide ağır ağır sıralanan şahitler
Sessiz, sembolik bir şiir gibi
Kedilerin çalılıklar arasında karanlığın sükûnetini bozan adımları…
Gergin ve sıkı çamaşır ipleri
Gönlümdeki bağda da sıkı mıdır Allah’ın ipi…
Her derin nefeste göğe çevirdiğim gözlerimin
Işığını yakar da yollar
Ay
Göründükçe gözüme;
“…Ey hilal benim de senin de Rabbin Allah’tır’’ hitabı gelir kalbime.
Sonra Çeçen kızı geçer incecik çamaşır ipinden
Bir de Yemen türküsü…
Ama fazla durmaz, duramaz incecik ip üstünde
Hep yokuş çıkana kâr etmez dümdüz hizalar…
Çorap gelir, allı morlu yazma gelir, tutuşmaya hazır etekler de gelir…
Gelir… Geçer… Gideriz… Hep birlikte
Nasibe ayarlı, levhte yazılı yollar üstünde.
Mandallar tutar çamaşırları kollarından, paçalarından, bileklerinden kenet kenet.
Sabitler gibi müstakim bir yola
Her hayrın başı gibi besmeleyle başlayıp
İbadet niyetine serilen bu çamaşır da
Fatiha ile biter.
Kalemin yazdığı da…