Menu
Gemi ve Esinti
Şiir • Gemi ve Esinti

Gemi ve Esinti


Son günlerini yaşıyordu gemi,

Yaralıydı, pislik içindeydi,

İşe yaramayalı çok değişmişti.


Ah, şu metruk gemi!

Elinde olsa batmak isterdi,

O suyun üzerinde savrulurken,

Hayalleri dipte, enkaz halindeydi.


"İşte bu gemi," diye seslendi

Yarım akıllı liman işçisi.

Son limanına doğru çekilirken,

Boş kalan odalarına bir rüzgar girdi.


Önce korktu gemi,

Daha önce hiç hissetmemişti

Böylesine bir esintiyi.

O ki okyanuslarda,

En büyük dalgaların ortasında yetişmişti.

Fırtınalarda aşıklar ona güvenerek sevişirdi.


Ama bu his çok yeniydi,

Bir anda yenilmeye hazır hale geldi.

Bu his korkunç derecede güzeldi,

Bu güzelliği hissedebilmek ne büyük şerefti.



"Ey tatlı esinti, ruhum sana demirlendi.

Ben ki son durağıma hevesle gelmiştim,

Ama şimdi nasıl öleyim?"


"Ey virane gemi, bu sonu sen seçmedin mi?

İnsanlar seni bırakınca, sen de bıraktın kendini.

Okyansular sana yetmedi mi?

Güneşte hiç sevinçle yüzmedin mi?

Peki ya hiçbir kumsalda yaşamayı istemedin mi?"


"Ey güzel esinti,

Hangi okyanus senin kadar derin?

Hangi güneş senin kadar parlak?

Hangi kumsal senin kadar güzeldi ki?"


O gün ve o gece hep konuştular gemi ve sevdiği,

O anlattı aşkını, şarkılar söylerken esinti.

Esinti doldurdu geminin rutubetli hayaletini,

Ayrılık vakti geldiğinde ikisi de sessizleşmişti.


Ölmenin değil, ayrılığın zor geldiği o vakitlerde,

Sessizce ağladı gemi, hoşça kal diyemedi.

Başka bir limana savrulurken esinti,

"Başka bir hayatta, belki" diye son kez esti.


Cem

1985 Kocaeli doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini Koacaeli’nde tamamladı. 2008 yılında Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesinden mezun oldu. 2010 yılından beri sınıf öğretmenliği yapıyor. İlk şiir kitabım “Ölüme Methiyeler” 2014 yılında Kanes yayınlarından çıktı.