Kaymakam geliyor, nasırlanmış avuçiçlerimle
Seni ve yenmiş haklarımın güzelliğini söylüyorum.
Kağıt üstünde dahi bölüyorlar lafımı;
Rüzgar sana, bana ve suya başka kuvvetler uyguluyor
Yok edemiyor tek başına işçi tozu toprağı, hâlbuki az kaldı.
Kaymakam gelecek ve ben bir türlü düzelmeyen yakamla
İçimi yakan kelimelerini bekliyorum.
-Bir totem: konuşursak iyileşeceğim.-
Verilmiş elbiseler, seçilmemiş statüler ve iyi etmeyen diyaloglarla;
Gerçeklik umrumda değil.
Kısılınca kelimelerim, kalbimi saklayacak yer bulamadım.
(Hayır burada anlatım bozukluğu yok.)
Uzun bir yürüyüş tutturuyoruz. Manasız sesler içinde.
Cümleler bırakıyorum yarım çok mu? Hikâye ebedî yarım.