... ben elfida
mor bir kelebeğin kanadından düşmüşüm dünyanıza
bir kar tanesi saklıyorum
avuçlarımın içinde
eriyişine
şahit oluyormusunuz?
...ben elfida
toprağa kibir tohumları serpen
cüsselerinizin
filizlenmesine şahit oluyorum karşımda.
hangi asırdan düştünüz ömrüme
bilmiyorum.!
sükuta bürünüyorum.!
...ben elfida
şehirler kuruyorum kendime
küçük dünyamda,
tüm evlerine çağınızdan iz taşımayan insanları yerleştiriyorum.!
dalından kopardığınız tüm yaprakları kucaklıyorum.!
...ben elfida
ciltli kitaplarla dolu
kimselerin uğramadığı bir kütüphanenin
tozlu rafları arasından,
sağdan 40.kitabın 570. sayfasının ilk kelimesinden
düşüyorum bu hikayeye.!
...ben elfida
dalımdan koparken rengimi
sarıya boyayanlara selam olsun.!
ardımda bıraktığım bütün hatıralara
yıllarımı sığdırıyorum.
kelimelerim solgun.
...ben elfida,
kozasından çıkmaya çalışırken tırtıl,
kanatlarına tükenmiş kelimelerimi fısıldıyorum.
sessizlik hükmederken ömrüme,
açlıktan ölen çocukların travmalarımı izleyişine şahit oluyorum.!
...ben elfida
öldürmelere doyamayan insanların
kovalamacasına,
kaçacak fare deliği
bulamayan insanların
feryadına şahit oluyorum.
sınırlar,
çizilen sınırlar hükmediyor sinsi
çağımıza.!
...ben elfida
ne vakit bir tiksinme kaplasa beni,
bir mezar kazıyorum kendime
etrafımdaki kalabalıkların tükenmiş ömrüme toprak attıklarını görüyorum.
çiçeklerimi suluyorlar.!
...ben elfida
iki kurbanlığın oğluna biat ediyorum,
semavî ve firavunî denklemlerin
arasından çözülmeyi bekleyen çağınızdan
kendi mağarama çekiliyorum.!
...ben elfida
malabadi köprüsünden yükselen çığlıklara,
saraybosna'yı katleden haçlılara,
gazze'nin intikam çığlıklarına şahit oluyorum.
moğolların istilasının tekrar dirilişine
gözlerimi kapıyorum.
...ben elfida
kelimelerimizin çalındığı,
ruhlarımızın kökümüzden söküp alındığı,
vandalizmin tam ortasından geçiyorum.
her yanım ayrı bir travma.!
ve
çölleşen zihinlerininizin beni anlamasını beklemiyorum.
...ben elfida