Menu
İYİ GECELER
Öykü • İYİ GECELER

İYİ GECELER

I.
Tanrı tarafından soğuk havalara dayanıklı olmaları için kürk sahibi edilmiş hayvanların donduğu gündü o gün.Zifiri karanlığa secde edermişçesine eğilmiş mahalle kaldırımlarında ; ellerini ceplerine atmış ihtiyar adamın cesetvâri ıslığı yankılanıyordu.Zifiri karanlığın buz tesiriyle birlikte üşüdü "Sözü yarıda Kesilen Adam".Titremek ile titrememek arasındaki seçimini , geçen sene babasının aldığı kabanı giymek olarak kullandı.
Sözü yarıda kesilen adam , yarıda katledilen cümleler gibiydi ihtiyarla karşılaştığında.Bakıştı gecenin çocukları ilk olarak.Her ne kadar ilerlemiş olsa da ihtiyarın yaşı , çocuktu gecenin gözünde.Yok edici karanlığa tutsaktı bu iki beden ..Gözlerinden akan bir damla çaresizlikti ortak noktaları.Durdular..İhitayr , neden yaptığını bilmiyormuşçasına çıkardı ellerini ceplerinden ve karşısındaki terk edilmişlik abidesine uzattı nasır tutmuş parmaklarını.Kendisi de şaşkındı belliydi..Terk edilmişlerin efendisi "İyi ge.." diyecek oldu ki ihtiyar başladı söze .."Hava soğuk değil mi?Şehrin üzerinde de bi uğursuzluk var sanki.." .Tekrar gözbebekleri karşılaştığında "Sözü Yarıda Kesilen Adam" cümlesini gözleriyle tamamladı ihtiyara.Ardından belli belirsiz bir baş sallamayla görüşünü ifade etti;ettiğini zannetti.Afaziye uğramış biri gibiydi görünüşte .. Başını öne eğdi.. İhtiyar adam da öne eğdi başını .. Yürümeye devam ettiler , ezan seslerine inat şeytanın cirit attığı mahallelerde.Yürüdüler,yürüdüler...

II.
Uyandığında yürümüyordu Mert .Hayatın en sıkı ipleri , ruhunun içinde dolanmakta olan ayaklarını bağlamıştı.Bir gündüze daha sehven varmış olmanın üzüntüsüyle eğdi başını öne.Buna karşılık kendi başını öne eğecek bir ihtiyarın karşısında olmayışının garipliğini hissedemedi.Yüzüne bir tokat kuvvetiyle su çarpmaya kesinlikle ihtiyacı vardı.Ayağa kalktı, yüzünü yıkamaya gitti.Oysa ki yürüyemiyordu,ayakları hâlâ esaretteydi.Ve oysa ki yürüyordu .Ayakları özgür olan vücudun ruhu esirdi.Bilmiyordu bunları ve zamanı gelmedikçe de bilmeyecekti.Belki de zamanı hiç gelmeyecekti!Tüm dünyayı dolaşmışçasına ağır bi yük hissetti omuzlarında aynanın karşısına geçtiğinde."Uykumu alamadım" diye düşündü fakat bu kararı tasdikleyecek kadar bile yoramadı kendisini.Karşısındaki cam parçasında beliren silüetin mektum duyguları barındırdığını hissetti.Aynayı okşamaya başladı eliyle...
III.
Yeşillikler içinde beliren güzel bir çay bahçesiydi.Ruhunu dinlendirmek ve efkârını örtbas etmek için gelirdi genelde buraya.Her zamanki gibi hoş bir şekilde karşılandı ve garsonun kulak acıtıcı "Her zamankinden mi efendim?" sualine sakin baş tasdiğiyle cevap verdi. Hasırdan yapılmış tabure ilk başta bacaklarını hafif yaksa da sonradan acı dindi.
Garson , nargileyi getirdiğinde ve kral huzurunda eğilen şaklabanlar gibi eğildiğinde Mertin önünde , gözgöze geldi karşı masadaki kız ile terk edilmişlik abidesi.Yanlızdı ve babasının geçen sene hediye ettiği kabandan başka hiçbirşey yoktu yanında. Titredi..Nargilenin marpuçunu sıkarak kırdığını fark etti.. Şükür ki tanıdık müşteriydi.. Ama bunların hiç birini düşünmüyordu Mert , düşünemiyordu!Gözlerinin bir yılandan korkar gibi açıldığı o anda ; kalbinin şiddetle çarptığını hissediyordu ve hissediyordu işte.. Fazla cümlelerle tarife imkanı yoktu onun aşkını.. Yalnızlık melankolisine kurban bir bünyeydi o .. Ama karşısındaki gözler .. Olamazdı , olmamalıydı.. Gülümsedi kız .. Eli ayağında dolandı Mertin.. Nargilesinden bi fırt çekti ve öksürdü çay bahçesini inletecek şekilde."Gözlerini bi yerden gördüm" der gibi öksürdü Mert ama kız bunu anlamadı.. Eli titremeye başladı yanlız adamın .. Sevilmemişlik ve sevmemişliğin farz olduğu kalbe inen zalim bir hançerdi her bakış.. Şirazesinden çıkan bir olaya müdahale eder gibiydi ..Soğuktu.. "İyi ge.." diyecekti ki "Nerden çıktı bu şimdi " diye düşünerek vazgeçti cümleyi tamamlamaktan.Kahvesini yudumladı kız ..Ve kızın kahve siyahlığındaki gözlerinde kayboldu Mert. Ruhu , uçsuz bucaksız yolda durmuştu sanki. Kız elini kalbine koydu.. Mert , elini kalbine koymak istedi.Elini üstüne koyacağı bir kalbinin kalmadığından yakındı ruhu.Boşverdi Mert!Ayağa kalktı.. Kızın kalbine koymalıydı ellerini .. Yokluğuyla var olabilme aşkına kurban olmalıydı yanlız adam..Bir-iki adım attı..Elini uzattı kızın kalbine...
IV.
Kendine geldiğinde ayna paramparçaydı ve cam parçasında beliren silüeti gayz ediyordu ruhuna .Gözlerinden akmayan damlalar yüzünden "Seviy..." diyecekti ki "Sevmiyorsun " diye nüfuz etti nefsi , bünyesine.
Kesik ellerini kullanarak eline aldığı kalem ile hayata bıraktığı son armağan kelime ise garipti.. "İYİ GECELER".
Hava , insanı öldürmeye azmedermişçesine soğuktu o gün ve titremiyordu Mert .. Titreyemiyordu!!
Hepinize İyi Geceler....