Menu
FOBİ
Öykü • FOBİ

FOBİ

Masanın önündeki sandalyede oturmuştu. Sol eliyle sağ yanağını tutarken, sağ eliyle önündeki not kağıdına bir şeyler yazıyordu.
Aniden uykudan uyanırmışçasına bir devinimle yerinden fırladı. Sol avucunu yapıştırmış olduğu sağ yanağından çekmeden, diğer el parmaklarını yumruk haline getirerek yanağı üstündeki eline birkaç yumruk vurdu. Hızlı adımlarla kapı ardındaki aynalı ecza dolabına yürüdü. Dolap önünde durarak yüzünün aynadaki ifadesine uzun uzun baktı,baktı...

Kaşlarının çatılarak birleşmesi, dudaklarının bazen büzülüp, bazen yayvanlaşması ıstırap belirtileriydi.Seri şekilde dolabı açıp alelacele seçtiği iki kutu içindeki haplardan suya gereksinim bile duymadan yarı çiğneyerek yuttu.

Sonra yılların cezaevi mahkumuymuş gibi birkaç turluk volta atarak, yeniden masanın başına geldi. Küçük not kağıdını ve yarı kırık kurşun kalemini sol elini sağ yanağından çekmeden, diğer eliyle alarak gömleğinin cebine koydu. Ceketini dahi almadan kafasını kapı pervazına çarparak dışarı çıktı. Kapıyı kapatmayı unutmuştu. Merdivenlerden ikişer atlayarak indi. Sokak kapısından hızla geçtikten sonra, yüz metre ilerideki caddede bulunan kalabalığın arasına karıştı...

Sol el ayası halen sağ yanağında olduğundan yalpalayarak yürüyordu. Kendisinden belki yirmi santim uzun bir adama, akabinde kalabalıkta başıboş dolaşan, saçı sakalı karışık, hippi kılıklı birine çarptı.Başkaca birçok anlamsız bakışı geride bırakıp, cadde sonundaki camekanlı kapı önünde bir süre durdu. İçeriye girip, girmeme hususunda bir an tereddüt yaşadı. Son bir haftada bu kapı önünde dördüncü defa bekleyişiydi. Bir an cesaretini topladı, sol eli sağ yanağında içeri daldı.

Onu sırıtarak gülen genç bir bayan karşıladı. İsmini önündeki deftere kaydedip yan odaya aldı.Sırıtkan kadını hiç sevmemişti. Bunu da hareketleriyle ona iyice sezdirmek istiyordu. Nedense bayanın buyur edişinde dahi bir hoşnutsuzluk, yapmacıklık vardı.
Gösterilen koltuğa uzandı. Gözlerini tavanda bulunan birkaç gözlü spota dikti. Lamba çok sıcaktı ve terletiyordu.İliklerine kadar bir sıcaklık hissetti. Saç dipleri ıslanmıştı.

Sol eli sağ yanağına kapaklanmış, sırt üstü yatarken, elinin zorla itildiğine tanık oldu.. Ağzını sonuna kadar açarak o an mekandaki havayı ciğerlerine çekti.Gözlerini kapattı. Boşta kalan elleriyle bacaklarını çimdikledi. Karanlıkta ağzında kocaman bir iğnenin metalimsi soğukluğunu hissetti, sonra içine hafif bir ılıklık ve ürperti doldu.Gözleri büyüdü, büyüdü, kocaman ve anlamsız ifadeler halini alarak bir noktada kenetlendi.Nefesi hızlanmaya , göğsünde anlamsız bir ağırlık oluşmaya başladı. Bir yerlere tutunmak istedi, başaramadı. Yana doğru hamle yapmak istedi,onu da yapamadı.koltuktan aşağıya doğru kaydı.Ölmüştü...

Soğuk bakışlı, sırıtkan hemşire ceset yerden kaldırılırken cebinden yere düşen yarısı kırık kurşun kalemi ve yanındaki not kağıdını aldı.Gayriihtiyari nottaki yazıyı yüksek sesle okudu.

KORKUYORUM!