Menu
sen iskender'den daha mı büyüksün!
Haberler • sen iskender'den daha mı büyüksün!

sen iskender'den daha mı büyüksün!


Daha Beyaz Saray'a girmeden bütün öfkesini Afganistan ve Pakistan'a yöneltmişti. Bu ülkeleri füzelerle vurmaktan, insanlık için en büyük tehdit göstermekten söz ediyordu. Dünyaya barış nutukları atarken, Türkiye ve Mısır'dan İslam dünyasına işbirliği çağrıları yaparken, yüz binlerce insanın katledildiği Irak'tan çekilme takvimini açıklarken gücünü ve öfkesini Afganistan-Pakistan bölgesine yöneltiyordu. Bu düşüncesinden hiç vazgeçmedi, birçok ülkenin ikazlarına rağmen tavrını yumuşatmadı. Ve Afganistan'a 34 bin asker daha gönderme kararı verdi. On bine yakın da müttefiklerinden asker toplayacak, ABD'nin imajını kurtaracak, bir gelecek seçimlerden hemen önce bu ülkeden çekilmenin şartlarını hazırlayacaktı.

Ancak Barack Obama'nın hesaplarının tutacağına kimse inanmıyor. Dün, NATO üyeleri Afganistan'a asker göndermeyi görüştü. Üye ülkelerin bir kısmı ABD'nin baskılarına direnmeye çalışıyordu. 2007 Aralık ayında yapılan aynı toplantıda ise, ittifak üyeleri olası Afganistan hezimetine karşı önlemleri tartışıyor, Sovyetler'in yaşadığı rezilliği kendilerinin de yaşayabileceğini, dolayısıyla ne yapmaları gerektiğini görüşüyordu.

NATO ve ABD, şu ana kadar Afganistan'da ne yaptı? Bin Ladin'i mi yakaladı? Taliban'ı mı yok etti? Afgan halkının güvenini mi kazandı? Ne yaptı, hangi başarıyı sağladı? Afganistan'ın yüzde sekseni Taliban'ın kontrolünde Geçtiğimiz yıl bu oran yüzde 70'lerdeydi. Taliban şu an için ülkenin yüzde 97'sinde etkin.. Sivillere yönelik ağır cürümler işledi sadece. Pakistan'ı iç savaşa sürükledi, Afgan köylülerini katletti. Daha birkaç gün önce Alman Hava Kuvvetleri'nin onlarca sivili katlettiği ortaya çıktı ve Genelkurmay Başkanı istifa etti. Böyle kaç örnek var?

Irak'ta iç savaşı tetikleyen para askerler, kirli işleri yapan Blackwater tipi örgütler bölgeye gönderildi. Bagram gibi gizli işkence merkezleri, esir kampları Obama döneminde de aynen devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Litvanya'da bir at çiftliğinde CIA'nın gizli işkence üssü bulundu. 2004'ten beri buraya esir taşınıyormuş. Obama döneminde! O, “Guantanamo'yu kapatacağım” taahhütlerine devam etsin!

Tarih boyunca imparatorluklara mezar olan bir ülkeden söz ediyoruz. Sovyetlerin hezimeti daha çok yeni. Rusya ve İngiltere'nin Afganistan tecrübesi Obama için yeterliydi. Ama o Büyük İskender'i bile geçmeye özendi. Generalleri, Afganistan'da yaşayanların kendi başına bırakılmalarını istemiş, işgalin mümkün olmadığını anlamış, İskender de bu ülkeyi geçip yoluna devam etmişti. İki bin yıldır değişmeyen bir gerçek bu.

Afganistan Taliban ya da El Kaide'yi yok etme amacıyla işgal edilmedi. Bunu bilen biliyor. NATO ve ABD birliklerinin oradaki gerçek misyonu da terörle mücadele değil. Bunu da bilen biliyor. Almanya'nın Kunduz'a yerleşmesinin sebebi de terör değil, biliyoruz. Bu büyük bir hesap. Onlarca yıllık geleceğe dönük hesaplar bunlar. Ama tarih bize bu hesapların tutmadığını, yeryüzüne hakim imparatorlukların bile bu bölgede bozguna uğradığını öğretti. Obama'nın Afganistan-Pakistan stratejisi, dünyaya, özellikle de İslam dünyasına verdiği barış mesajlarını silip süpürecek. 2010 yılında yüz binlerce askerini iç güvenliğe yönlendirmeyi planlayan bir ülkeden söz ediyoruz. Yaralı, gücünü kaybeden, içe kapanan, belki dünya genelindeki askerlerinin büyük bölümünü geri çekmek zorunda kalacak olan, ekonomik krizin asıl bedelini henüz ödememiş bir ülkeden söz ediyoruz.

Türkiye, kararlı tutumunda devam etmeli. Muharip asker göndermeme konusundaki hassasiyetinden vereceği küçücük bir taviz, sadece Afganistan'da değil, son yıllarda yakın çevresinde oluşturduğu merkezi rolünü sarsacaktır. Burada kaybedeceği imajın tamiri belki onlarca yıl alacaktır. Artık terör gerekçesi gibi propagandalar kitleleri etkilemiyor.

Temmuz ayında Afganistan Görev Gücü Komutanı Kurmay Albay Faruk Sungur; Uzman Çavuş Mevlüt Baydur ile birlikte, bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Muharip asker göndermek çok sayıda ölüm haberi demek ayrıca. Bunu kamuoyuna anlatmak mümkün olmayacak. “Bu kimin savaşı” sorularının cevabını kimse veremez.

Bizler; NATO'nun, ABD'nin, İngiltere'nin Afganistan-Pakistan topraklarında yürüttüğü kirli savaşı meşru görmüyoruz. Hiçbir zaman da görmeyeceğiz. Türkiye'nin etkisinin bu kirli savaş üzerinden heba edilmesine razı olmayacağız. Çünkü bu savaşın arkasında ne hesaplar olduğunu biliyoruz. 2001 yılından bu yana, terör gerekçesiyle Afganistan'da savaşanların gizli gündemine destek olmamalıyız. Afganistan'a büyük miktarda yardım yapıyor, destek veriyoruz. Bu devam etmeli ama kesinlikle Afgan halkına silah doğrultmamalıyız. Bir yandan Taliban'la savaşırken diğer yandan aynı güçle pazarlık yapanların, bir yandan afyon operasyonu yaparken diğer yanda uyuşturucu trafiğini yönetenlerin, bir yanda terörle savaşırken diğer yanda terör üretenlerin bize nasıl zarar verebileceğini az çok tahmin ediyoruz.

Orada, İngiliz emperyal stratejisi çerçevesinde bir proje uygulanıyor. Stratejinin mimarları şimdi de Pakistan'ı istikrarsızlaştırıp iç savaşaçalışıyor. Tek gerçek bu… ABD askerleri bile “Bu bizim savaşımız değil, kazanabileceğimiz bir savaş değil, kazanmamız da gerekmiyor” derken Türkiye, en büyük sermayesi olan imajı konusunda son derece hassas, son derece cimri davranmalı.

Çünkü beş yüz bin asker de yığsalar, Afganistan'ı ve Pakistan'ı içine alacak bir savaşı kazanmak mümkün olmayacak

(YENİ ŞAFAK, 04 ARALIK 2009)