Menu
BİR ÖYKÜ USTASI: CEMAL ŞAKAR
Deneme/İnceleme/Eleştiri • BİR ÖYKÜ USTASI: CEMAL ŞAKAR

BİR ÖYKÜ USTASI: CEMAL ŞAKAR


 








Öykü Ustası Cemal Şakar ile tanışıklığımız ilk yazı günlerinden itibaren başlar. Fiili tanışmamız daha sonra olsa da, öykü ile tanışmamız erkendir. Öyküsü şöyle. Cemal Ankara’da bulundu, orada okudu, Yaşar Kaplan’ın çıkardığı Aylık Dergi’de yazı hayatına başladı. Biz kuşak olarak bir adım onun önündeydik. Maveradergisinde yazdık. Biz derken Osman Bayraktar, Hasan Aycın, Âlim Kahraman, merhum Ramazan Dikmen vs.

Günümüz genç kuşağı Aylık Dergi’yi ve Yaşar Kaplan’ı unutmuş olmalı. Edebiyatdergisinde yazan, bir süre sonra ayrılıp Aylık Dergiyi çıkaran Kaplan iyi bir öykü yazarıydı. Öykü kitapları vardı. William Faulkner’dan öykü çevirileri yapardı. İyi bir çevirmendi. Malcolm X kitabının da çevirmenidir. Sonra Aylık Dergi’yi çıkardı. Oradaki üslubu birden farklılaştı. Ağabeylere karşı bir savaş açtı. Diriliş, Edebiyat, Mavera ve Yönelişler dergilerini ağır eleştirilere tâbi tuttu. Bununla kalmadı, dergilerin merkezinde yer alanları hedef aldı. Ağabeyler saltanatı yıkma çabasına girişti. Bir dönem için gençler üzerinde de etkili oldu bu tavır. Sonraki dönemlerde de bu örneğin benzeri daha uçlara taşındı. Dolayısıyla bu tür girişimlerde bulunanlar için uyarıda bulunduğumuzda “Yaşar Kaplaniyen tavır” yakıştırmasında da bulunuldu. Yaşar Kaplan bir süre sonra Vakit’te yazdı, sonra Almanya gitti ve oraya yerleşti. Yazı anlamında sesi soluğu kesildi. Öykü ve çeviri adına önemli bir yitik oldu.

Yaşar Kaplan’ı niçin anlattım. Bir döneme kısa da olsa damgasını vurdu. Cemal ile bir İstanbul yolculuğumuzda, uzun sohbetimizde, edebiyat, sanat, düşünce geleneğimiz üzerinde dururken, özellikle birilerini de konuştuk. O zaman Cemal çok güzel bir yaklaşımda bulundu. “Biz Ankara’da iken “Ağabeyler saltanatı yıkma” çabası içinde olundu. Kimi arkadaşlar hâlâ orada duruyorlar” dedi. Bu olumsuz akımın etkileri bugün de sürüyor maalesef.

Cemal Şakar, söyleşilerinde de vurguladığı gibi Sol gelenekten gelen biri. İlk öykülerini Aylık Dergi’de yayımladı. Mavera, Yedi İklim, Kayıtlar, Hece ve Hece Öykü dergilerinin merkezinde oldu. Yakın zamanda bir merkeze bağlı kalmadan birçok yerde öykülerini yayımlıyor.

Şakar’ın önemli bir özelliği, taşrada, Balıkesir’de, bir başına olmasına rağmen, öyküdeki ısrarı ve titizliği ile bir örnek olmasıdır. Merkeze hep yakın durdu. Yazı hayatında taşra ve merkez önemli bir sorun. Öncelikle Hasan Aycın gibi önemli ve yakın bir dostuyla olan sürekliliği bir şansı. Hasan Aycın iyi bir eleştirmendir aynı zamanda. Sıkı dokur, eleştirilerini esirgemez. Aycın’ın dikkati, titizliği, bakışı onun üzerinde müessir. Ayrıca Ömer Lekesiz, merhum Ramazan Dikmen ile yakınlıkları da öyküsü için önemli bir katkı. Çünkü edebiyat ortamı, edebiyatçı dostlarla olununca daha bir verimli oluyor. Kaldı ki Şakar Balıkesir’de kimi zaman tek başına bir anıt gibi durdu. Balıkesir zamanla biraz renk kazandı. Merhum Alaeddin Özdenören son yıllarını orada geçirdi. Cemal ile çok sıkı dostlukları da oldu. Bütün bunlar onun yazma sürecine katkı sağladı.

Yedi İklim dergisinin ilk döneminde sıkı bir birlikteliğimiz oldu. İlk kitabı Gidenler Gidenler Yedi İklim Yayınları arasında çıktı. Yedi İklim dergisi, Cemal Şakar hakkında özel bölümlü bir dosya yaptı. Onunla ilgili bir eleştiri yazım da var. Bu yazımdan memnun kalmış ve önemsemişti. Getirdiğim kimi eleştirileri yerinde bulmuştu.

Hece dergisi yayımlanmaya başlayınca oraya daha yakın durdu uzun bir zaman, orada ürünleri yayımlandı, öykü kitabı ve inceleme kitabı da orada çıktı.

Kitapları: Gidenler Gidenler: öykü, Yedi İklim Yayınları, 1990. Yol Düşleri: öykü, YediGeceKitapları Yayınları, 1996. Esenlik Zamanları, öykü, YediGeceKitapları Yayınları, 1999. Pencere: Öykü, Hece Yayınları, 2003, Yazı Bilinci: Deneme, inceleme, Hece Yayınları 2006.

Selis Kitaplardan yeni bir kitabı çıktı Cemal Şakar’ın: Hayalperdesi. Öykü. Bu kitabında on iki öyküsü yer alıyor. Sadece öykü üzerine düşünen ender yazarlardan. Bunda da ısrar ediyor. Bu da ona özgü. Yakın zamanda öykü kitapları, romanlar üzerine yazmaya başladı. Bir önceki kitabı da bu yazılardan oluşuyor.

Bu sıralar HİKÂYAT üst başlığı ile kısa, minimal öyküler yazıyor. Uzun bir aradan sonra Yedi İklim dergisine yeniden döndü. Bu bizim için sevindirici. Bu yeni öyküleri ile öyküsünde yeni bir daire kuruyor. Onunla ilgili ilk yazımda yeni öykü daireleri kurması konusundaki dikkatimi dile getirmiştim. Bu son öyküleri daha düşünce merkezli. Doğrudan Kur’an-ı Kerim’den, önemli kavram ve vurgulardan beslenen öyküler. Bu, onun öyküsü için çok önemli bir hamle.

Kişiliğine ilişkin en önemli yanı mütevazılığıdır. Bu yanını hiç mi hiç bozmadı. Hasan Aycın gibi çok çok önemli bir dostunun olması bile bir başına yeterlidir.

(Milli Gazete, 09.09.2008)