İnanan insanın yaşadığı zorluk ne denli büyük olursa olsun, Kendisine ihtiyaç olunan ve Kendisinden yardım beklenen Allah kesinlikle yardım edeceğinin, destek olacağının müjdesini verir. Allah, Kur’an’da haber verildiği gibi göklere, yere ve dağlara sunduğu, ancak onların korkarak yüklenmekten kaçındıkları emaneti yüklenen insana, taşıyamayacağı yükü asla vermez.
Müminin yapması gereken, Allah’a tam bir teslimiyetle teslim olmak ve zorlukla imtihan edilirken sabır göstermektir. Yaşanan tüm sıkıntıların sonu gelir. Hatta yaşanan en zor durumlar bir süre sonra, adeta başkasının başından geçmiş gibi anlatılır. İnsan, Allah’ın kendisi için belirlediği, hayır ve hikmet üzere yarattığı her olayda Rabb’ini görmeli, nezaketle sabretmelidir. Musibetin Allah’tan geldiğine kanaat getirmek, kişinin sabrını ve tevekkülünü artıracaktır. İmtihan yaşamak, Allah’ın hatırlatmasıdır; kulunu unutmadığının müjdesidir. Ahirette yaşanacak ve asla tükenmeyecek sıkıntıdan uzak olabilmek için zorluk zamanlarında güzel ahlâk göstermelidir insan; orada her şey gibi azap dolu sıkıntılar da sonsuzdur çünkü…
Samimi mümin her durumda Allah’a teslimiyette ve bağlılıkta kararlı olur. Yaşadığı musibet geçici, yok olucu ve sonludur. Ancak biteceği anı bekleyerek tahammül etmek değildir samimi müminin yaşadığı. O Rabb’i için sabreder; teslimiyetle, tevekkülle, yine O’nun yardımını bekler. Kendisine yalvaranların isteklerini veren Allah, "...İman edenlere yardım etmek ise, Bizim üzerimizde bir haktır." (Rum Suresi, 47) ayetiyle samimi inananlara yardım etmenin üzerinde hak olduğunu haber verir ve tümüne desteğini vaat eder. Kulu aciz ve çaresiz kaldığında, güç yetiremediğinde yardımıyla yanındadır; O kuluna şahdamarından yakındır. Ve “O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.” (Ali İmran Suresi, 150)
‘Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır." (Bakara, 214) Ancak yakın/uzak kavramları dünyevi ve bizim için geçerli kavramlardır. Allah katında zaman yoktur, O zamandan münezzehtir. Bu nedenle yardım o an da gelebilir, yıllar sonra da. İnsan yalnızca sabrederek, umutvar olarak yardım diler; yardım gelene dek, hatta ondan sonra da sözüne olan sadakatiyle denenir.
Hz. Yunus balığın karnında karanlıklar içindeydi ve “Eğer (Allah'ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı”, Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı. (Saffat Suresi, 143-144) ayetiyle bildirildiği gibi kıyamet gününe kadar orada kalacaktı. Ancak o sürekli Rabb’ini anmış, sonsuz merhamet sahibi, müminlerin dostu olan, onlara hayır yolları açan Allah’ın yardımıyla aydınlığa kavuşmuştu.
O, insanın içinde gizlediklerini bilen, Kendine yalvaranların isteklerini veren, icabet edendir... İnsanın içinde gizlediği tek bir düşünce bile Allah'tan gizli kalmaz. İnsanın samimiyetle Allah'tan bir istekte bulunması için düşünmesi bile yetebilir. İçinden geçen, duası olur müminin ve Kendine yalvaranları işiten Allah icabet eder. İnsan olumsuz düşüncelerle oyalanacağı yerde Allah’a sığınıp dua ettiğinde, sorun çözülecektir.
Yaşadığı zorluk durumunda kendisini adeta karmaşık bir labirentte çaresiz hisseden, çıkış yolunu bulamayan insan, karamsarlığa kapılmamalıdır. Şeytan, çıkış yolunu hiç bulamayacağı, orada kalacağı yönünde karamsarlık telkini verir; ancak o ne olacağını bilemez, sadece fısıldar. İnanan insan bilmelidir ki, yaşadığı olay ne denli zor da olsa, kendisi için mutlaka bir güzellik, bir hayır vardır. Ve kendisine o labirentten çıkış yolunu gösterecek olan yalnızca Rabb’idir. Karanlığı yarıp sabahı çıkaran Allah’a sığınıp, tam bir teslimiyetle teslim olduğunda ve için için dua ettiğinde, O kulunu aydınlığa çıkaracaktır.
Her şey kusursuz olursa imtihan yaşanmaz. Mümin bir şeyleri aşmalıdır ki, Allah'ın huzuruna temizlenmiş, arınmış olarak çıkabilsin. Musibetler müminlerin üzerine yağmur gibi yağar; ancak her yağmurla mümin daha da arınır…Yağmur yağmasa kul Rabb’ine aşkını nasıl kanıtlayabilir? Yaratılmışlar hakkında hayır, rahmet ve irade buyuran, sayısız nimetlere kavuşturan Allah kuraklık vermesin bizlere... Allah’a karşı samimi olursak, O bize doğru yolları ilham edecektir…
“Allah’ım bana zahirinde de bir şey bırakma ve beni en güzel yere sen ulaştır